İNSAN SEVDİĞİYLE SINANIR MI?

    Doktor bana baktı,  ben ona. Önce dediğini anlamadım ,sonra duymadım.  Sevdiğime yara mı var dedi yada onun gibi bir şeydi anlamlandıramadım. İnsan sevdiği ile ilgili bir şey duyunca aldığı nefesten utanır ya hani , ya da güldüğün de bir suçluluk hali kaplar ruhunu bende öyleyim bu aralar. Gülsem suç, ağlasam isyan,  konuşsam suskunluk…    […]

AYDINLIK

Belki de hayat sorguya çekilmeyecek kadar adil olabilseydi bununla uğraşmaz ,tek bir insanın yüzüne bile bakmazdım.Baktığım bütün yüzlerde tanıdık bir yabancılık çekiyorum.Çektikçe çekiliyorum insanlardan, bir adım geriye, kendime doğru daima bin adım ileriye. Ortada duramıyorum mesela, dursam durduracak beni hayat, kendimle insanlar arasında kalacağım, ordan oraya savrulacağım, on katlı bir binadan aşağıya savrulan bir kitap […]

HİSSİZ ZAMANLAR

Zaman herkese farklı idi. Kimine düşman, kimine dost, kimine ise gülebilen birer şeytan. Duymak için kulak gerekmiyor bu zamanda, duymak için hissetmek gerekiyordu. His? Hissetmek nasıl bir duygu? Ya da duygu mu? Kim ne bilebilir senden daha iyi hissetmesini? Kim ne bilebilir senden daha kötü hissetmesini ? Sadece günleri kurtarmaya baktığımız şu zamanlarda kimse hiçbir şey […]

ANKARA

“Sonunda herkes evine döner.” diyor Sevgili Atilla İlhan ve ekliyor Sevgili Batur; “Ev neresidir? Ev doğduğunuz, büyüdüğünüz yer midir yoksa kendinizi ait hissettiğiniz yer mi?” Bence ev ait hissettiğimiz yerdir. Kendimizi ait hissettiğimiz, mutlu olduğumuz, huzur bulduğumuz; bazen de ağladığımız, üzüldüğümüz ama bunları bile yaşarken kendimizi gerçekten ait hissettiğimiz yerdir.  Bazılarımız asla anlamaz bir şehrin […]

TARUMAR

Yeni bir güne uyanıyorum yeni umutlara değil.Yüzümü yıkıyorum, mutsuzluklar silinmiyor.Sahi, benimle yürüyen, bazen adımlarımı geriye doğru iten, en mutlu anlarımda bile yanağımdaki busenin boynunu büken bir mutsuzlukla nereye kadar yaşanırdı?Ellerimi şehirlerce uzatsam dünyalarca uzaklaşıyor, bir toz bulutu gibi yok oluyorsun.Ne garip değil mi?İçimin hüzünü bir dağı büsbütün saran karlar gibi. Bu çaresiz bekleyişlerim ölen birinin […]

FIRTINA SESİ

Gece fırtına sesi ile uyandım. Bahar geliyor derken kış yeniden gelmişti. Tıpkı yüreğim gibi. Ne zaman baharı beklesek, kış gelip bulurdu bizi, yine buldu. Geceleri tarumar olmuş yüreğim, yangın yeri gibi sen ile dolu haldeyken yaşamaktan vazgeçmemek adına savaştım ben. Kimse görmese, duymasa da , hayal kurmak, hayal olarak kalsa da, günün geceye karışmasını bekler, […]

SESSİZ ADAM

Bir adam görürdüm hep,kâh camdan dışarı bakan Güzel havalarda balkonda oturan, Bir garipti de bilemezdim mahalleye yeni taşındığımdan. Yan komşum söyledi, o doğuştan felçli, Hem yanık tenlidir, hem güzel sesli,  Değildi onun oturması tembel liginden Bir kalkabilseydi eğer iki tekerlekli sandalyesinden… Yıllardır oturur pencere, balkon önünde, Çok konuşmazmış olsa da en neşeli gününde, Gözüm yok […]

KORKULARIM

Bu hikayenin ne yeri ne zamanı belli. Hanı literatürde hikaye, yer ve zaman beli olan olaylardır diye tanımı yapılıyor ya, işte bu hikaye o hikaye türlerinden değil, çünkü herkes kendinden bir parça bulacak bu hikayeden. Ama nerede ve zaman geçtiğini bilmeden. Kuşların çok nadir uçabildiği, yüzlerin bir gün bile gülemediği, despotların kendilerine göre yön vermeye […]

HASRET

Kalamayacağından bahsettiğimi düşünmüştüm. Beni bırakıp gitmek istediğini. Oysa ki, Kollarımda ölen birisini nasıl uzun anlatıyım, ben onu bilemedim, yaralandım, sensizlik zormuş… dilim tutuldu, sustum…