FARK EDİLMEMENİN SANCISI
Yüreğin paramparça oldu mu hiç, Düşüncelerin cam kırıkları gibi kanattı mı ? Bir okyanusun, karanlığın da kayboldun mu? Işıksız kaldın mı, gökyüzü güneşken,
Yüreğin paramparça oldu mu hiç, Düşüncelerin cam kırıkları gibi kanattı mı ? Bir okyanusun, karanlığın da kayboldun mu? Işıksız kaldın mı, gökyüzü güneşken,
Senin o binbir mutlulukla anlattığın geçmişin benim yitirdiğim yıllarımın ancak fragmanıdır. Gözünden sakındığın bir küçük eşya kadar ait değilim candan sana. Kızgınlığım geçse de unutulmuyor
Bazen bir kare bütün bir hayatın biyografisi olur. Bugün günlerden dudakların kuruması, cümlelerin demli çayla birlikte boğazda tıkanması, gözlerde ulu bir mahcubiyet, kalpte ne olduğu
En güzel gidemeyen de benim bu gidemeyenlerin şehrinde.
Bu hikâye karamsarlığın gerçekçilik olmadığını, hayatın son derece yaşanılası bir yer olduğunu savunanlara karşı yazılmış cevab-ı hakgûyânedir.Masalların alışılageldik “bir varmış, bir yokmuş” tekerlemesini biraz içselleştirerek