Anı

PARVAZ

Pantolonlarım ve şortlarım çok çabuk yırtılıyor… Oruspu çocuğunun biri yırtık pantolonumu odamdan çaldı. Dört yıl önce. Çoraplarım bu yüzden beni tanımıyor ve beni sevmiyorlar. Kimse

BİR ZAMANLAR

Çocukluğunu 90’larda yaşayanlar bilir. Sokaklarda saatlerce koşturmanın tadını. Acıkmaz , susamazdık hedefimiz vardı: Her biri bir tarafa dağılmış yedi taşı üst üste dizmek ya da

SEN GİTTİKTEN SONRA

‘Yaşamak uzun süren bir intihardır.’ diyordu şair: Benim ki de bu sıralar tıpkı öyle işte. Fuzuli saatler, fuzuli günler, gereksiz yere yaşanmış aylar, yıllar… Bilmem

6 KURŞUN

“Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değiller, aslında tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa.” derdi.   -Birden gülmeye başlamıştım. Arkaik Tanrılar reçetemi çaldığından beri herhangi birisiyim. Öfkem

İŞİN ÖZÜ

  Öfke, ince buz üstünde yürümek gibidir ve o ince buz kırıldığında buz parçaları ateş gibi yakıcıdır.Bu nedenle akıl öfkeden kaçar, kaçmalıdır. Kaçamazsa sonu vahimdir

MİLFÖY

Hangisi bilmiyorum ama bir çarşamba. milföy pastanesi ve kedilere alerjisi olup kabak tatlısından nefret eden birileri bekliyor beni. belki bestelerini dinleyip karahindibaya üflerken yazdıklarımı okuyacağım,

18 MART

Herkes gibi ben de kaybettim sevdiğimi. Tam da bugün, bir 18 Mart şafağında, beyazın yeryüzüne inip, siyaha boyandığı bir gece de kaybettim seni. Acı ,

AĞLAMAK

Ne gelir ki elimizden, Sıkılır gözyaşlarım utanırım ağlamaya ben, Sağlam duvarlara yaslanmalıydı duygular Nafile betonlara omuz vurmuş şimdi her beden. Akıl, doğru eksende değil diye

BUGÜNE. HEPİMİZE.

Bu yazıyı, uyku nöbeti tutarken paylaşıyorum. Bugüne. Hepimize.Bugün. 9 Şubat, 2023. Saat 00.44. İnanılmaz bir durumdayım. İnanılmaz, gerçekten. Hiç olmadığım kadar yazmak ve güvenli bir

TUT ELİMDEN SEVGİLİM, GİDELİM

Mesafelerin önemini yitirdiği bir zaman diliminde, ortaya dökemediğim problemler var. Ve tabi etkisinde kalan sinsi, bir o kadar da korkak tavırlarım. Rüzgarlar esiyorken başımda duvarda