HAVAİ

Mai’den hasrete süzülen rüzgar, Gökten yüzüne esmekte. Meltem ayazına yazılan kaderim Kara’dan bulut topluluğu… Yine tanrılığını ilan ettiğim gecelerden birindeyim. Yağışlar, doyuruyor bedenimdeki susuzluğu. Göğü her icime çekişimde sana sarılıyorum. Sırılsıklam oluyorum…  

İLK AKŞAM YEMEĞİ

Onlar: hayatı, önlerine çıkan birkaç şıktan birini işaretlemek olarak görüyorlardı. Çünkü hiçbir zaman büyük pencereden bakamadılar. Bunu bir vizyon değil de daha çok bir misyon olarak bellemişlerdi kendilerine. Evet şimdi birkaç seçenekten birini işaretleyebiliyorlardı belki doğru da çıkıyordu ama bundan sonraki yaşamlarında hayat onlara hiç seçenek sunmayacaktı. Bunun bilincinde olmaktan korktukları için hep cahil kalmayı […]

POLEMİKSEL İZ DÜŞÜM

Omzunu açma, omzun ideoloji taşır…   Köleler ve onların saltanatları efendiliğin topografyasını yıkamaz. Yalnızca efendiliğin hak edilmesi gerektiğini ve birilerinin efendi olabilmesi için “nitelikli” olması gerektiğini iddia eder. Bu en saf haliyle “kölelik ahlakıdır”: İnsanlar efendi ister, fakat elih olanı! Yani onlara bağımlı olacak bir efendi. Kendilerinin oyalanabileceği ve sonunda başkasıyla değiştirebilecekleri bir efendi. Başka […]

UZAKLARA DOĞRU

Bir yorgunluk var hepimizin üzerinde, Adını bilmediğimiz, Tarifini yapamadığımız bir yorgunluk.. Günden güne ruhumuza işlenen, Bizi alıp uzaklara götüren tarifsiz bir his.. Bu yüzden hep dalar gider gözlerimiz, Geçmişe mi yoksa geleceğe mi bilmeden, Yaşanmışlıklara belki de.. Düşünür durur istemsizce.. Ama bilinen bir gerçek vardır ki, Seni, sen yapandır yaşanmışlıkların. Zira yaşamadan, hakikatlari görmeden benliğine […]

KENDİLERİNE İTHAFEN 1

Beni benden kurtar Hilmi Bey…Çek, al beni benim kirli ellerimden.İçim paramparça oldu. Ümitlerimi köpekler lime lime etti. Tek suçum hayâl kurmak mıydı Hilmi Bey? Ben sonsuz düş denizlerine atmışken kendimi, salıvermişken hayatın bu debisi yüksek akışına, gözlerim ondan başka kimseyi görmezken nedendi bana bunu söylemesi? Hilmi Bey, bizden ne köy olur artık ne kasaba. Ümidimiz […]

MÜKAFAT

Geçmiş olan benin şimdiki benden ne istediğini bilmiyorum. Post-rock bir şarkı arasında Allah’a doğru koşuyorum usulca. Ninni gibi geliyor kafamdaki sesler. Onlarla beraber gözlerimden su içiyorum. Çiçekler ve bütün yalnız sesler son ezgilerini mırıldanırken masumiyetimin yırtılan temiz yüzüne hikayeler atlatıyorum. Sevgili birey, sessizliğin dahi bir görültü etmediği bu diyarda sevgisi nefret dolu olan insanların iltifatları […]

BECEREMEDİM HAYATI YAŞAMAYI YENİLDİM

Beceremedim, yenildim sığamadım ne hayata ne hayatımdaki insanların hayatına.Hep bir ayağım kapının bir diğer eşiğinin içinde, biri dışında.Hep eğrelti kaldım bu hayatta.Ne kızıyorum ne güceniyorum kimseye…Demek ki kaderim böyle…Ama işte;İnsan sığmak, sığınmak istiyor .Hep fazla geldim birilerine, bazen kendime…En çokta şu koca yeryüzüne…Sığamıyorum nedense…Yaptı yapacağını hayat yaktı yüreğimi ataşlar içinde yandım .

SORGULA

Yeryüzündeki varlığımın anlamını tam olarak ne zaman sorgulamaya başladığımı bilmiyorum. O yaşlar 19-20 olabilirdi. İnsan hayatı sorgulamalı mıdır? Kendime şunu sordum; Şimdi aniden bir kalp krizi ve yahut da bir kaza geçirip ölüp gitsem dünyada ne değişir? Beni sevdiğine inandığım insanlar üzülürler mi? Üzülürler elbette. Kimi az, kimi çok, kimi bir müddet, kimi ise belki […]

EVE GİDEMEDİĞİM ZAMANLAR

Eve gidemeğim zamanlar sessizce bulutlara bakarım. Sanki beni anneme götüreceklermiş gibi Eve gidemediğim zamanlar ruhumu renkli cumartesilere alıştırıyorum. Yağmur, romanlardaki gibi her şeyi birbirine alıştırıyor Her şey ben eve gidemediğim zamanlar başladı. Yağmur, kar taneleri, hüzünlü akşamlar ve çiçeklerin gülümsemesi Eve gidemediğim zamanlar sessizce insanları izlerim. Yollar uzar, kış sert geçer. Ağlarım insanlar beni tanımaz. […]

DİP

Hep bir şeylerin yarım yamalak olduğu kelimelerin sırtına kusar. Herkes muhakkak birkaç şeye karşıdır. Birkaç şeye kırgındır. Birkaç şeye uzaktır. Birkaç kelimeye. Birkaç cümleye. Birkaç ay… Birkaç yıl… Anlamsız geç kalmalarına aylardır dikiş yapamayan Çetin, elindeki 15 cm’lik poşetle dünyaya pervasızca meydan okuyor. İki benlik arasına sıkışmış anlamsız kelimeler bütünü geçmişine daima parçalı çelmeler takarak […]