AŞK’IN MÜPTEZELİ

Mesafelerin birleştiği ilk o an Aklıma düşmüştü yeşil gözlerin. Aramızda yollar yıllar varken Uçup gitmişti, Güzel günlerin mükemmelliği. Elimde kalan, Son yaprağım Bıçak darbelerine göğüs germekten hırpalanan, Kurşun kalemim Ve Sigaram Artık yıpranmakta kâr etmiyordu. Gözlerim seyre dalamıyordu, Kitaplar bir zulüm Hislerim hançer yarası kadar acı verici. Bedenim, Sonsuzluğa ışınlanmak isteyen Bir bilim insanı gibi […]

ÖLDÜK MÜ DERSİN?

Ne yazacağımı bilmeden yazıyorum ilk cümlemi. Öyle plansız, öyle gelişi güzel.. Yazmak istediğim binlerce kelimeden ilk kelimem sen oluyor şimdilerde. Garip bir hüzün var boğazımda düğümlenen. Garip bir gülümşeyiş dudaklarımda. Ne pişmanım, ne öfkeli, ne kırgın ne de ölü gibi. Sessizliğin içinde anılardan oluşan film şeritlerini izliyorum öylece. Öfkem de hüzne dönüşüp durmuş gibi, bir […]

HER FEDAİ ANLAR

Bir zamanlar çocuktuk. Bir rüzgar alıp savurdu. O masum eda gülüşlerimizde kaybolurduk. Her dizimiz kanadığında üfleyerek geçeceğini zannettiğimiz anda kalmak ne güzeldi. Tozu dumana katıp hiçbir şey olmamış gibi devam etmek, yastığa başını koyduğunda yorgunluktan başka birşeyin olmaması ne güzeldi. Doğayı, kediyi, köpeği, kuşları sevmekti belkide sevgi, koruyup kollamaktı, savunmaktır. Uçurtmalar uçardı yüreğinde sonbaharda çiçekleri […]

FERDÂNİYET

İyiliğim en çok bana zarar veriyor diye bir cümle kurdum az önce kendi kendime. Ya anlaşılmadığından ya önemsenmediğinden diye de iki tür sebep uydurdum. Zihnimdeki düşünceler karardı, kötülük bencilce her yeri sarıp ele geçirdi. Devamında umursamazlığı getireceğini bildiğim bu histen uzaklaşmaya çalıştım. Yanılgılarım hakikate ulaştığında yanağımdan süzülen iki damla yaşın ıslaklığını dudaklarımda hissettim. Gerçekten çok […]

REALİSTİK KAĞITLAR – 2

Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde, yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak… Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, gerçekleştirmeyi denemeli! Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir, kendisinin […]

SORGULAMALI ÖMÜR

Ah gençliğim!İnce bir ipin iğne deliğini bulmaya çalıştığı gibi kendimi aramakla geçti ömrüm. Bulmakla meşgul olduğum kişiyi daha bulmadan ne çabuk kalınlaştı yüzümdeki çizgiler. Bastonla oynadığım günler daha dün gibi gözümün önüne gelirken, bastona mahkûm olmam faniliğin ta kendisi değilde nedir öyleyse? Zaman su gibi değil çay yudumlamak gibi makas atıyor ömrün kalbine. Önce damarlarını […]

KAYIP ŞARKILAR?

Kadın tatlı sert adamın gözlerinin içine bakar sorgularcasına. Niye geldiğini bile bilmiyorum. Kafamın için de yüreğime dolduğun o an var. Sayıkladığım hatıralarım, ve bir de sana bile diyemediğim kimsesiz itiraflarım! Yoksun, yanımda olduğunu söylerken bile yoksun. Kayıpsın sevdiğim, ruhun kayıp, şarkıların, sözlerin, benliğin, sen kayıpsın. Ve beni dahil ettiğin girdabında çaresiz, yaralarımla baş başa bıraktın, […]

İŞGAL

  Zaman.Kıyım kıyım kıyıldı geceden.Tehlikeli düşlere, düşüncelere.Geçmiyor, bitmiyor.Gece uzadıkça çoğalıyor endişeler…Şafağa doğru ayrıştı düşler gerçekten.Bitti çatışma yüreğinde.Ön yargıya heba edilmişti sevdası. Ne de olsa;Kimliği,Kültürü,Konuştuğu dil suçtu.Esmer tenli asi çocuğun.Sevmek sevilmek.Payına pay edilmemiş işgal yüreğinde…

MARTİLYA İLE KONUŞMALAR

Gelgitlerdeyim kafamın içinde karıncalar gibi yuva kurmuş zemheri düşünceler.Hemen ardından  zemheri düşler. Sen geldin kış ayında zemheri bir sonbahar yapraklar döküldü kafamın içindeki karınca yuvaları çoğaldı. Ben yaralı bir Ceylan’ım kıyma bana Martilya  …Kıyarlar mı hiç kanadı kırılmış Ceylan’a.Ne olur kafamdaki düşünceleri yık ne olur.Martilya beni öyle düşlerimle mahzun bırakıp gitmezsin dimi?Martilya eğer gideceksen gelme yazık […]

YANGIN

Her sevginin içinde nefret, her kırgınlığın ardında göz yaşı bıraktım. Yalan dolu sözlere kanıp bilmem ki kaç yılımı harcadım. Sanki ve keşkelerle kendime yeni düşler yarattım da hepsini bir gece karanlığında kör ateşe atıp yaktım. Soluk bu memleketimin her yeri tıpkı kış mevsimi gibi. Boş bir tuval gibi boyaya boyaya bitiremediğim, yine de vazgeçemediğim inançlarım […]