6 KURŞUN

“Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değiller, aslında tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa.” derdi. -Birden gülmeye başlamıştım. Arkaik Tanrılar reçetemi çaldığından beri herhangi birisiyim. Öfkem sakinleşirken Shein beni soğuk yüzlü fayansların yüreğine emanet etmişti. Uyumak istiyordum… İnsanlarla paylaşacak hiçbir şeyim yoktu, hüzün dolu yalnızlığım dışında. İnsanlara kendilerini yalnız hissettirmeyecek her şeyim vardı. Aslında gizli gizli […]
GÜCÜN VERDİĞİ GÜÇSÜZLÜK

Bir şeye çok uzun süre dayanmanın insanı tüketen ender duygulardan biri olduğu aşikâr.Sizi tüketen ya da yıpratan şey aynı zamanda aslında uzun süredir korumaya çalıştığınız şey olduğu da su götürmez bir gerçek.Sizi tüketen şey aslında sizi tüketme noktasına getirene kadar ; emek verip üzerine titrediğiniz, koruyup özenle el üstünde tuttuğunuz şeydir ta ki sizi tüketene […]
BAKIŞ AÇIMIZDAN ZAMAN

Artık kan bağı yok çiçeklerle, kelebekler arasında, hatta bütün uçuşlarını iptal etti kuşlar, hiç bir memleketin üzerinden geçemeyecek kadar yoruldu kanatları.Kimse yaşlanacağı günleri düşlemiyor artık. Herkes bu günün yaşlısı biraz.Ne çok borçlandık gençliğimize şu genç yaşımızda. Üstelik bu borcu ödeyecek beş kuruş zamanımız bile yok. Yürüyoruz, adımlarımızın değdiği yerlere yol diyemiyoruz. Çünkü ilerleyemiyoruz ilerledikçe gerisin geriye […]
ÇÖPLÜK

Hiç bir şehir çöplüğünde vakit geçirdiniz mi? Yok! Bir çoğunuz önünden bile geçmemiştir. Kapitalizm, gerçekte nedir diye merak ediyorsanız bir uğrayın derim. Sınıf mücadelesinin anlatıldığı tarihi bir akademi var orda, tabii bakmasını bilene. Alışveriş merkezlerinde meseleyi o kadar net göremezsiniz. Cafcaflıdır oralar, aklınızı başınızdan alır. Oysa çöplük öyle mi? Burada her şey ayan beyan afedersiniz […]
HÜRCE

Yaşamak diyordu bir hürlük bahsi.Bağımsızlık timsallığına atıfta bulunuyordu Nazım. Orman gibi birlikte rengarenk olabilmeyi arzuluyordu. Sahi birlikte olabildik mi? Gülüp, eğlenip yaşadık mı hürce? Kargaşadan, karmaşasından kurtulup yaşam denen bu özgür olmayan dünyada biz özgürleşebildik mi? Yada bunu canı gönülden istedik mi? Hangisiydi bizi bir yola sürükleyen hayat denen kavram mı, yoksa kimsesiz halin isyanı […]
İŞİN ÖZÜ

Öfke, ince buz üstünde yürümek gibidir ve o ince buz kırıldığında buz parçaları ateş gibi yakıcıdır.Bu nedenle akıl öfkeden kaçar, kaçmalıdır. Kaçamazsa sonu vahimdir ve ömürlük ızdırabın kapanmaz perdesini aralamış olursunuz. Kimseye esir olmadan ehil ve muktedir olmayı hatmetmek zoru yenmektir. Bu yolda iyilik ve kötülük arasında besleyip büyüttüğünüz yönünüz sizi çevrenize tanıtır.Bu anlamda […]
ENHAR BİR ÇINAR

Doğum ve ölüm ya da Tanrıça, Uzun, ince bir sızı. Tanrım, bunca ölümü bana verdin: İncecik kollarıma, narin parmaklarıma karşı. Sırtımda küfem, belimde kuşağım yok! Gece gündüzün buğusunda Bir çiçeğin özü, Hangi arının özüne özleyiştir, Dudaklarından öpmeye kıyamadığı çanağın. Apansız geceden sızan ışık, Siluetini düşürür, Elhamra’nın Bir kelebeğin kanadına. Zamandan yetim bırakılmış duvarlar Diplerinde yeşerir […]
BENLİĞİM

Kalabalıklar içindeYalnız ve sessizim.Yelkovan sesi,Ömrümden biçiyor .Anlamsız geçenSaniyeler ,Yüzümdeki çizgilerleSevişiyor.Değişen dünya düzeniÖpüşmelerime renk katmıyor.Uzaklarda ki hikayeler,Beynimde fırtınalar estiriyor.Bazen kendimi bir tren vagonunda görüyorum.Rotası keşfedilmeyen benliğim olan.Ve nerede ne zaman duracağı,Belli olmayan bir tren.Cam kenarında sessizliğimleSensizliği dinliyorum.Gidiyorum öylece,Nereye varacağımıBilmeden gidiyorum…
MAPUS

Burası ne cennet ne de cehennem,Cehennemden çok öte bir yer.Cennet olsa gitmek istemeyeceğim.Dört duvar arasın da sıkışmış bir hayat,Betonlar,çok soğuk ve ürkütücü,Güneş,sanki kovulmuş bu duvarlardan,Sıcaklık ise,Gardiyanların yüzüne mahkûm edilmişBirer tebessüm ve serzeniş. Nereye düşürdün beni yarabbim?Herşey metal kokusuyla keskin,Ranzalar üstüme , üstüme yürüyor .Tuhaf silüetler görüyorum duvarlarda.Aynalar, birer cellat yaratıyor aksıma.Aklıma mukayyet olmam imkânsızMapushane diyorlar,Cehennemin […]
BİRİNCİ TEKİL ŞAHIS

Ben, birinci tekilin en yabancı kahramanı; Kısa bir öykünün en yalancı tanığıyım. Çok düşünsem de akşamları, farklı ruh hallerinde karmaşık bir ruh sayılırım. Çalmaz oldu şarkılar eskisi gibi ve sustu iç sesim bir gecenin karanlığında. Sonsuzluğa karıştı o capcanlı yıldızlar oturup bakındım etrafıma kabullendim. Mutlu günlerin çetelesini tuttum defterime bilmem kaç çizik attım. Bir çok […]
