GECENİN HEDİYESİ

İki güvercin geldi kondu, Düşünürken seni, Şeftali çekirdeği kadar bile olsa Aşkına razıydım oysaki. Yürüdüm uzun uzun, Yürüdüm düşündüm. Plaklı Figüran kapanmasa doğruca gider, Çalan şarkıyı sana armağan ederdim. Duvara asılı resimlerdeki Türk filmi yıldızlarına seni anlatırdım. Dört yapraklı yonca bana hak verirdi, dönüp gelirse barış diye fısıldarlardı. Onlar çünkü her filmin sonunda barışırlar ya […]

İLK CELSESİ BU ÖLÜMÜN

Cehennemde ki katedral da sorgu başladıRevaç bir kader, ördü toprağın altında kalanları.Sahi senden ne haber?Sarıl, umut varkenUnut, dokunaklı şarkılarıİhtiva bir anı sen mi düşledin?İlk celsesi bu ölümün!Tülleri üstünde gelin,Yargıç meşaleyi göğsünde mi yaktı?Hangi hikayenin terazisi bu?Cüzdanımda ki tek fotoğraf senindi.Anlamsız nihaventler bu yüzden mi?Belkide bu şehrin nutku buruktu gölgesine,Uçsuz bucaksız ölüm literatürleriAçmadı yine güz gülleriSen, […]

FIRTINA SESİ

Gece fırtına sesi ile uyandım. Bahar geliyor derken kış yeniden gelmişti. Tıpkı yüreğim gibi. Ne zaman baharı beklesek, kış gelip bulurdu bizi, yine buldu. Geceleri tarumar olmuş yüreğim, yangın yeri gibi sen ile dolu haldeyken yaşamaktan vazgeçmemek adına savaştım ben. Kimse görmese, duymasa da , hayal kurmak, hayal olarak kalsa da, günün geceye karışmasını bekler, […]

RONİ İLE AKŞAM KUŞLARI

Belki sen akşam kuşlarının hüzünlerini göremezsin.Roni ile ben akşam kuşlarının, her şeyine şahit olduk.Bütün kuşlar, hüzünlü kentlere bir yağmur gibi yağdılar.Artık artarak çoğalan bir acıdan bahsedebiliriz!Parkta oynayan çocuk, beyaz saçlı amca,Bütün komşular ve bütün vicdanı olanlarAcı artarak kalbimizde çoğaldı. Sonra akşam kuşlarının gölgesine saklandık.Yüreğimizden ölü bir kentin ağıtları döküldü.Gökyüzü artık karanlık.Bizi ağlatan ne kuşlardı ne […]

KEŞKE BAHSEDEBİLSEM

Keşke bahsedebilsem, hissettiklerimden sana.Fakat ben, ne yapacağını bilmeyen bu adam,Yalnızca bir kalem alarak elineNasıl gösterebilecek sana sevgisini?Ömründe her konuşmayı yarım bırakmış bu kişiVe yanarken gözlerinin içinde ateşiBu his kanıtlamak için bâkiliğiniBir kıvılcım bekliyor senden,Kendiliğinden ve samimi. Gökyüzünü denize tercih edenlerden… (Bu bir seridir öncesi var, devamı gelecek.)

ÖLÜMDEN ARTA KALAN

Sokaklar dar geliyor artık Başı dumanlı apartmanlar, Molozlara kalmış koca yollar, İçimi hatıraya boğan çocuklar var. Çadırlara yazılmış kader diye, Oysa kaderi yazan onlarmış Nerden bilebilirdik mutlu evimiz Bize en öfkeli mezar olacak. Hırçın okyanus gibiyiz, Deli olmuşuz, divane olmuşuz Hesaplaşmamız var, Hesabımız var. Umuda kelepçe vurmuşlar, İsyanımız var, Hasretimiz var, Yasımız var. Bu umut […]

5 MART PAZAR SAAT 16:12

Intihara teşebbüs, notlar düşünüyorum, Bir of gecesi. Her şeyi ardımda terkedip, Artık konuşmamaya da söz verdim. Tarihi kaç yazarlar bilmem, Ya da nerede bulunurum. Hiç bir şeyden fikrim yok, Niye hep ağlayacağım ki? O kadın, beni sigarayla bitirdi, Geçti balkona ahlâkımı yırttı. Onur mu kaldı? Şairleri böyle bilmeyin! Plakta takılı kalan belki silâh sesi, Belki […]

BEN VE ZİHNİMDEKİLER

Alemler içinde ki alemlere… “Gözlerinin içinde kocaman efkarlı bir dağ var, yankılanan, kızan, bağıran, öfkelenen ama asla kırmayan bir dağ var.” Derdi, çok sevdiğim bir Hocam. Hiçbir zaman anlatamadım bu yangını bu efkarlı dağı hatta ben bile anlayamazdım çünkü asla dile gelmezdi, zihnimizdekilerin kolayca dile dökülme gibi bir huyu yoktu. Sanırım insanoğlu bu yüzden asla […]

GÜNLERDEN HÜZÜN

Ömrümden bir yılı daha geride bırakmama günler kala, ben yine dünden, bugüne zaman tüneline girdim. Kaybettiklerim, kazandıklarım, özlediklerim, uğurladıklarım… Çok bir şey kazanmadım şimdiye kadar ama çok şey kaybettim. Duygulardan başlarsak, klişe olacak ama güven duygusu pek bir eksildi bende. Bir söz okumuştum bir yerde “insan ne kadar yakınından görürse ihaneti, o kadar uzaklaşır merhameti.” […]

İHMAL ENKAZI

Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim, öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş: ”Nazi toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar. […]