SORGULAMALI ÖMÜR

Ah gençliğim!İnce bir ipin iğne deliğini bulmaya çalıştığı gibi kendimi aramakla geçti ömrüm. Bulmakla meşgul olduğum kişiyi daha bulmadan ne çabuk kalınlaştı yüzümdeki çizgiler. Bastonla oynadığım günler daha dün gibi gözümün önüne gelirken, bastona mahkûm olmam faniliğin ta kendisi değilde nedir öyleyse? Zaman su gibi değil çay yudumlamak gibi makas atıyor ömrün kalbine. Önce damarlarını […]
KAYIP ŞARKILAR?

Kadın tatlı sert adamın gözlerinin içine bakar sorgularcasına. Niye geldiğini bile bilmiyorum. Kafamın için de yüreğime dolduğun o an var. Sayıkladığım hatıralarım, ve bir de sana bile diyemediğim kimsesiz itiraflarım! Yoksun, yanımda olduğunu söylerken bile yoksun. Kayıpsın sevdiğim, ruhun kayıp, şarkıların, sözlerin, benliğin, sen kayıpsın. Ve beni dahil ettiğin girdabında çaresiz, yaralarımla baş başa bıraktın, […]
KADINLAR VE YAŞ ALMAK ÜZERİNE

Nefes almıyorum artık.Çektikçe içimi yaran yeni kadehler bırakıyorum ciğerlerimde.Bir vedanı bin yarada demleyip ellerine uzanıyorum.Yardan ateşte pişiyor ömrüm.Yalanlarla tadını iyice acıtıyorum.Lezzetini gözlerinden kısıp aromasını teninden koyuyorum. Biliyorum, çok sigara içiyorum…Berduş sakalım bedenimle alay edercesine sararıyor.Gün gectikçe yaşlanıyorum.Kabuk atıyor parmaklarımBaston kırıldı, yol gözüktüSon adımlarım…Gücüm sevmekle çoğalmıyor, sevilmedikçe ruhumdan eksiliyor.Kadınlar…Kadinlar beni hiç anlamıyor…
TUVALİM YİNE, MOR OLDU

Morun tonlarıyla donanmış tuvalimin üzerine beyaz boyayı geçip yeni bir çalışmaya başlayalı kırk bir dakika oldu. Siyah penye kumaş pantolonumun üstüne giydiğim haki ip bolerom, üzerindeki eski çalışmalarımdan kalma boya lekeleriyle içime huzur veriyordu. Tuvalimin yanında duran uzun sehpamın kenarındaki şarap kadehinden ara sıra bir iki yudum almam, elimdeki fırçaya ilham oluyordu sanki. Bugün gördüğüm […]
İŞGAL

Zaman.Kıyım kıyım kıyıldı geceden.Tehlikeli düşlere, düşüncelere.Geçmiyor, bitmiyor.Gece uzadıkça çoğalıyor endişeler…Şafağa doğru ayrıştı düşler gerçekten.Bitti çatışma yüreğinde.Ön yargıya heba edilmişti sevdası. Ne de olsa;Kimliği,Kültürü,Konuştuğu dil suçtu.Esmer tenli asi çocuğun.Sevmek sevilmek.Payına pay edilmemiş işgal yüreğinde…
HİÇ ANLAMADIN DEĞİL Mi?

“Gülmek, sana yakışıyor.” Derdi.Bilmezdi ki sadece onu kandırıyordum.Aslında tam kandırmak da denemezdi.Üzülmesin diye yapıyordum.Benim yüzümden üzülmesin diye…Ki o, benden sıkılmıştı çoktan.-En azından ben böyle düşünüyorum-Melekler baktı yüzüme iki yanımda.Ben üzülmeyeyim diye o da bana katlanıyordu.Biz birbirimizi sevmiyormuşuz aslında.Sadece düşünüyormuşuz birbirimizi.Bu hususta insana asıl acı veren şey sadakâtsizlikten ziyade verilen sözlerin yerine getirilmemesidir.Bu, insanlar arasındaki güveni […]
YENİ GELEN GÜZELLİK

Görmüştüm daha önce Böyle güzel şeylerin karşıma çıkacağını Ama bu kadar beklemiyordum Ve bilmiyordum Hayatım Dünyanın en ücra köşesinde savrulup durmaktaydı sanki Sanki bir sevinç vardı içimde Kibritin ateşe verilen barutu kadar küçük olsada var gibiydi Belkide değildi Ama öyle olmasını isterdim Bazen olsun derdim Her açıdan her bakıştan,olsun. Bitsin gitsin zaman Uzasın boş saatler […]
MARTİLYA İLE KONUŞMALAR

Gelgitlerdeyim kafamın içinde karıncalar gibi yuva kurmuş zemheri düşünceler.Hemen ardından zemheri düşler. Sen geldin kış ayında zemheri bir sonbahar yapraklar döküldü kafamın içindeki karınca yuvaları çoğaldı. Ben yaralı bir Ceylan’ım kıyma bana Martilya …Kıyarlar mı hiç kanadı kırılmış Ceylan’a.Ne olur kafamdaki düşünceleri yık ne olur.Martilya beni öyle düşlerimle mahzun bırakıp gitmezsin dimi?Martilya eğer gideceksen gelme yazık […]
YANGIN

Her sevginin içinde nefret, her kırgınlığın ardında göz yaşı bıraktım. Yalan dolu sözlere kanıp bilmem ki kaç yılımı harcadım. Sanki ve keşkelerle kendime yeni düşler yarattım da hepsini bir gece karanlığında kör ateşe atıp yaktım. Soluk bu memleketimin her yeri tıpkı kış mevsimi gibi. Boş bir tuval gibi boyaya boyaya bitiremediğim, yine de vazgeçemediğim inançlarım […]
KORKULARIM

Bu hikayenin ne yeri ne zamanı belli. Hanı literatürde hikaye, yer ve zaman beli olan olaylardır diye tanımı yapılıyor ya, işte bu hikaye o hikaye türlerinden değil, çünkü herkes kendinden bir parça bulacak bu hikayeden. Ama nerede ve zaman geçtiğini bilmeden. Kuşların çok nadir uçabildiği, yüzlerin bir gün bile gülemediği, despotların kendilerine göre yön vermeye […]