BİR ŞARKI

Kırgın bir nefes, Yel oldum estim sokaklarına Beni hissetmedin, beni görmedin Sabahına yetişemedi ellerim Kısılı kaldım gece yarında Ay çalmayı reddetti Ben oturdum piyanonun başına Bir şarkı yazdım sana Son bir defa Bu şarkıda güneşler çiçek açtı Dans ediyordu insanlar sokaklarda Bu şarkıda elimden tutuyordun Ve bizim oluyordu bu şehir sonunda Bu şarkıdan yıldızlar yağıyordu […]

BİR GÜN BİR ÖMÜR

Kalabalık bir caddede yürüyorum. Zihnimdeki seslerden dışarıyı duyamıyorum. “Ben kimim?” diyor bir ses. Varoluşumu sorguluyorum tekrar. Her sabah yaptığım gibi bugün de bir cevap bulamıyorum. Tam o sırada genzim bir erkek parfümüyle doluyor. Hafif bir öksürük krizi alıyor beni. Baharat notalarına sahip bu parfümü sanırım şişesiyle beraber üzerine dökmüş tanımadığım adam. İlerlemeye başlıyorum. Bir çocuk […]

KAYIP ODA

Gecenin karanlığında sokağa attım kendimi ne olacağını, ne göreceğimi bilmeden. Sokak lambaları gecenin aydınlanmasına yetmiyordu, bunu bir köpeğin vahşi gözlerin de gördüm. Sönen lambaların yerine bir apartman önünde ki o küçük cılız ışığı yakmaya çalışıyordu. Adeta ondan medet umuyordu. Sanki o ışık yandıkça yalnızlığını, her gece uyurken bile tek gözünün açık olması gerektiğini unutarak bakıyordu […]

AYNADAKİ SEN

Bazı şeylerin tarifi yoktur. Huzur gibi, aile gibi, hayat gibi… Yeri gelir kendini bile anlatamazsın; Duygularını, düşüncelerini… Ne gariptir ki, aynaya bakınca sadece kendini görürsün. Peki ya içindeki sen? İçindekini yansıtabilir misin mesela aynaya, Anlatabilir misin gerçek benliğini, Yüzleşebilir misin bugününle, yarınınla? Okuyabilir misin yalnızlığını? Şair, Kahraman Tazeoğlu ne de güzel özetlemiş insanlığı; “Kendi eksiklerine […]

SEN HİÇ DÜNYAYI GÖRDÜN MÜ?

Sen hiç dünyayı gördün mü? Olmayan ülkelerin düşten sokaklarında Güneşin peşinden yürüdün mü? Geceler ve geceler boyu… Sen hiç olmayacak düşlere inandın mı? İnsanların donuk gözlerinden Ve soğuk sözlerinden saklanamadığın için, Kendini henüz yaşarken gömdün mü? Sen hiç cesurmuş gibi yaptın mı? Korku bir sarmaşık gibi yüreğini sararken İlk defa ayak bastığın bir gemiyle Uzak […]

HA’

Naif ve zarif bir terkediş ile ayrılıyor ruhum bu çöplük,bu enkaz,bu domuz girmiş bağdan farksız bedenimden Hayat, üç beş yedi dokuz evde yokuz Orda mısın? Armut dersem çıkma,elma dersem… Elma! meyvesini de,adını da çıkardım kelime haznemden Bana Roboskiyi hatırlatıyor! Neyse yara çok,değinmeden sıyrılmalıyım yüreğimdeki bu lav çukurlarından. Merhaba konumuz;yok bir konumuz! Öyle laf kalabalığı yapacağım […]

MUTLAK GÜZELLİK: ÖLÜM

Ölümün korkunç bir azap olduğu konusunda hayli konuşmalara denk geliyor olmam beni yaşamın ihtişamlı iğrençliğinden fevkalade uzak tutuyor. Ölüm de yaşam kadar kutsal bir süreçtir halbuki! Nasıl ki yaşam bahşedilen bir varlık için umut ve çoğalım kabul görülüyorsa, ölüm de aynı denge de kanıtsal bir yaşam çöplüğünün temizlenmesidir. Nasıl ki kışın ardından gelir bahar, öyle […]

BEDDUA

  Paltomu vurdum sırtımaGece, hafiften esen bir rüzgârın etkisindeSoğuktan donmuş parmak uçlarıma kadar süzüldü… Düştüm yollaraAnlaşılan yine gideceğimAhımı almışların memleketine Yine”buyrun efendim”i sayıklayacağım yüzlerineHer şeyimi aldınız eyvallah daHani olur yaKaybedersem bir gün canımıKulak verin feryâdıma Haykırışlar, direnişleridir isyanımınHelal etmiyorum hakkımıParan pul olsun, emeklerim ahın…

GüZ SONU HÜZNÜ

Güz Sonu Hüznü Bir güz sonu hüznü çöktü haziran sabahıma Hissizleştin… Kimsem kalmadı bir anda koca dünyada Sen böyle veda bile etmeden gittiğinden beri Bir bedende binlerce parçaya bölündüm Ağlayamadığım her saniye dikenler oldu, sardı boğazımı Pişmanlıklar bahçe bahçe büyüdüler içimde Fazla gürültülü kavgalar ve fazla suskun sevgilerle İnanamadım son bir kere sarılmadan gittiğine İnanamadım […]