HA’

Naif ve zarif bir terkediş ile ayrılıyor ruhum bu çöplük,bu enkaz,bu domuz girmiş bağdan farksız bedenimden Hayat, üç beş yedi dokuz evde yokuz Orda mısın? Armut dersem çıkma,elma dersem… Elma! meyvesini de,adını da çıkardım kelime haznemden Bana Roboskiyi hatırlatıyor! Neyse yara çok,değinmeden sıyrılmalıyım yüreğimdeki bu lav çukurlarından. Merhaba konumuz;yok bir konumuz! Öyle laf kalabalığı yapacağım […]
RUHUM, RUHUNUZLA DANS EDEBİLİR Mİ ?
MUTLAK GÜZELLİK: ÖLÜM

Ölümün korkunç bir azap olduğu konusunda hayli konuşmalara denk geliyor olmam beni yaşamın ihtişamlı iğrençliğinden fevkalade uzak tutuyor. Ölüm de yaşam kadar kutsal bir süreçtir halbuki! Nasıl ki yaşam bahşedilen bir varlık için umut ve çoğalım kabul görülüyorsa, ölüm de aynı denge de kanıtsal bir yaşam çöplüğünün temizlenmesidir. Nasıl ki kışın ardından gelir bahar, öyle […]
KURŞUN KALEM

Bir tene aşık olma faslını çoktan geçtim. Artık ne rüyalarıma giriyor ne de hayallerimde var. Zevklerüstü diye bir kavram var mı bilemem. Ben yaşıyor muyum bu kavramı onu da bilemem. Belki de yaşadığım bu durumun bir alt versiyonudur zevklerüstü denen kavram. Bir noktada olduğum kesin,ama hangi seviyede? Öyle bir duruma gelmişim ‘Kurşun Kalem’ gözümde kainatın […]
HEYBEDE BEKLEYEN YOL

Yaz sıcaklarının bu yıl memlekette ağır gelmesinde olsa ki, her gün biraz daha bel bükülme olasılığımız bir önceki günden daha da artıyor. Avcılardan metrobüse akşam saatlerinden biniyorum. Elimde her zaman olduğu gibi kitap, kalem ve biraz da bedavada olsa kitapçıların reklamını yapıyorum! Poşetler üzerindeki desenler ve kendi adları. Bazı dostlarla vedalaşmanın verdiği hüzün bazen de […]
SANDALYE

Oturup kalıyorum bu plastik sandalyenin üzerinde saatlerce Tanrıdan başlayıp bütün yeryüzünün sorunlarını , sorularını , sağır uğultularını eleştiriyor ve yargılıyorum Tanrı yok diyorum düşününce Dünya çekilmez Ömür uçsuz girdap Bahar bir yalandan ibaret ve insanlar ölümcül tehlikeli varlıklar .” Kastronojen plastik , kanser risklidir ” bilgisi canlanıyor zihnimde !Sandalyemden çekindiğim ve kırılmasından korktuğum için bunu […]
YOLCULUK

“Hayat bir yolculuk Allah’tan Allah’a. ”Bilinmedik bir gidişatin içindeyiz. Gidiyoruz kendimizce. Sevinçlerimizle hüzünlerimizle kâh güle kâh ağlaya yaşamak için direniyoruz. Zaman öyle hızlı geçiyor ki ömrümüzün sayılı olan günlerine veda ederken farkında olmayarak sona doğru yaklaşıyoruz. İnsanoğlunun doğduğu an başlar yolculuğu ve hikayesi bitene kadar bir yolcudur. Yani hepimiz kendi hikayemizin kahramanlarıyız. Yürüdüğümüz yolların gerçek […]
SİYAH ve BEYAZ

Ben sözcüklerin tüm anlaşmazlıklara kafa tutabileceğine inanırdım. Doğru yerde, doğru zamanda ve doğru kişinin bir cümlesi bile çoğunluğu tarafına çeker diye düşünürdüm. Zaman o kadar hızlı akıyordu ki insanların değişmemesi olanaksızdı. Bilirsiniz değişim iki yönlüdür: İyi ve kötü. Lakin insanlar hep kötüyü öğrendi. “Çok değiştin.” deyip deyip eskisini aratırlardı. Bu sistemle beraber herkes duygusuzlaştı. Öyle […]
GALATA

Ayaklarım yorgun ve yılgın yürüyorum galatadan büyük katolik kilisesine doğru Yanımdan binlerce insan geçiyor , binlerce ruhsuz ve vasat insan . Bilmem kaçı uykusuz , susuz , işsiz , hırsız ve katil .Bilmem kaçı evsiz , kimsesiz , dinsiz , bilgisiz , huysuz , sarhoş ve varoş … Bir dar sokağın köşesinde ki mavi renkte […]
DAYAN RÜSVA ETME BENİ

Değerli Okurlarım, bu yazımızda çok sevdiğim üstadımız Ahmed Arif’i ve onların dönemini konuşacağız. Lafı hiç uzatmadan yazımıza giriş yapıyorum. ELBET DE YAŞASIN CUMHURİYET Ne diyordu o, Ahmed Arif’in dizelerini seslendirdiğinde dinlemeye doyamadığımız, konserini göremediğimiz, sakallarından çocuk kokusu gelen adam; ‘Herif beni görünce yaşasın Türkiye diye bağırıyor, sanki ben uzaydan gelmişim.’ O bahsedilen herif niye […]