Yaz sıcaklarının bu yıl memlekette ağır gelmesinde olsa ki, her gün biraz daha bel bükülme olasılığımız bir önceki günden daha da artıyor. Avcılardan metrobüse akşam saatlerinden biniyorum. Elimde her zaman olduğu gibi kitap, kalem ve biraz da bedavada olsa kitapçıların reklamını yapıyorum! Poşetler üzerindeki desenler ve kendi adları. Bazı dostlarla vedalaşmanın verdiği hüzün bazen de dostlarla buluşmanın verdiği apayrı bir mutluluk söz konusu oluyor.     Bu duygularla yola çıkıp Kartal’a doğru yol alıyor metrobüs. Metrobsün ortalarında bir yer bulup oturuyorum. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantollu Madonnası elimde, sayfalar arasında yavaştan da olsa bir geçiş oluyor. Bu geçişlerde kimi zaman metrobüstekileri gözlemliyorum, kimi zamanda dışarıdaki Sadabattan kalan numunelerin hüzünlü halleriyle göz göze geliyoruz. Ve bir koca şehrin intiharındaki iniltileri, bütün şehrin gürültüsünü bir anda bastırıyor, sanki kulaklarım sağır olmuş gibi bir hale intikal ediyorum.      Çaresizlik, denen bu kelimenin ne olduğunu ise ilk kez canlı canlı yaşayarak tevasül etti, ruhumun inceliklerindeki mitokondrilere. Yol mu çok uzun, yoksa yazarın eseri mi bitmek bilmiyor, bilmiyorum? Bir anda yazarın son yolculuğunu hatırlıyorum. Acaba bu son yolculuğu olduğunu, 1940’larda derme çatma bir kamyona binerek son yolculuğuna çıkmış olduğunu biliyor muydu?  Yaklaşık 70 yıllık bir zaman diliminden neler geçti bu şehirde neler yaşandı…..Dahası o gün Meriç’e doğru akan ayaklar bugün hala akmaya devam ediyor. Yıllar geçse de sanırım nefeslere tekabül eden zerrelerin hükmü eksilmiyor. Eksilenler ise İNSAN mevcudiyetinin toplandığı ana havuz oluyor. Bu düşüncelere yoğrulmuşken beynim bir anda Rus edebiyatının giyotinden son anda kurtulmuş olan Dostoyevski’ye gidiyor. Sibirya’nın karlarındaki yolculuğu veya o günkü yolculuğunda acaba kelepçelere üflemiş miydi, demirler ohlaya ohlaya mı paslara dayanmayıpta mı çözülmüştü veyahut büyük eserlerini bütün bu fakirliğin, tutsaklığın, tabiatın soğukluğu, imparatoriçenin sertliği karşısında yüreğindeki sevgi, özgürlük, sıcaklık mı mürekkep damlarlına dönüştü?  Kalemin baruttan daha güçlü olduğunu bir kez daha idrak etmiş bulunuyoruz. Kendisini idama götürenler ve idamdan kurtaran bugün hatırlanmıyor bile, hatırlanan ve bundan sonrada eserleri binlerce kez okunan Dostoyevski oluyor.      Sibirya, Avrupa ve Petersburg üçgenin alanındaki gelgitler; büyük eserlerin meydana gelmesine yüz vermişti. Acaba yıllar sonra da o yolculukların sonunda yazdığı eserlerinin büyük okuyucu kitlesine ulaşacağını biliyor muydu? Zannedersem bütün bu çileler olmamış olsaydı yahut daha rahat bir hayat yaşamış olsaydı bu eserler dile gelir miydi? Zahmette rahmet vardır.   Yolculuk mu, kitap mı, düşünceler mi…? Bu süzgeçten geçerken, Şehitler Köprüsünden buluyorum kendimi. Tam da bu anda sanki zaman duruyor, tekerlekler dönmüyor, dönmek istemiyor gibi bir heyulaya kapılıyor insan. Gözlerim denize kayıyor sular kızıla mı boyandı tersine mi akıyor ne?Ateşten mi kızarttın hüznünün                                                         Gözlerin gaslediyor yüzünü Meşum kaderler niye tekrarın tekrarı oluyor? Yavaştan da olsa bir kızıllık elveda nidalarını dokuyor, ferleri sönmeye tutmuş gözlerime…Yoğun duygu semerelerinden bir an önce kurtulma ihtiyacını iliklerime kadar hissediyorum lakin ne mümkün? Karanlık giymiş şehir yürüyor, her bir yerde bireylerin ayakkabılarında belli oluyor nefeslerinin istemsizce telaşları.  Her durakta inişler ve binişler…  Zoraki okumlar.Heyhat ki ne heyhat!!!…Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul… ( N. FAZIL KISAKÜREK )…

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor

Bu şehir o eski İstanbul mudur?

Karanlıkta bulutlar parçalanıyor ( Atilla İlhan)…

Kentten şehre dönen Sadabat aynı zamanda dilini yutmuş, diline musallat olmuş pireleri de hapsediyor kılcallarında. Dünyanın kültürlerini hörgüçlerinde saklayan ve de bedenlerini kurban eden yarı yarılanmış  zebani kültleri…..

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

Bir yanıt yazın