BEYAZ TOROSLAR

Sevgili okurlarım ve değerli Edebiyat Durağı Dergisi ailesi; Bu sizler için kaleme aldığım 21. yazım. Haftalardır hayata dair, metinler ile sizlere içimi döküyorum. Kalemim hep realizm peşinde ve bunun önüne geçemiyorum. Bu hafta da; ’21. metin’ olmasından esinlenerek, Bursa’da Amedspor’a yapılan saygısızlığı, sadece Amedspor’a da değil bir halka yapılan terbiyesizliği anlatmak istiyorum. Üstelik deprem felaketini […]

ERDHEJİ

Bölge halkını karanlık bir sabah bekliyordu. Saat 04.16 da üst üste gelen felaket yüreğimizi yakmıştı. Üstelik de derdi sadece dünya malından başka hiçbir şey olmayan ve israf içinde yaşayan insan müsveddelerinin sorumluluklarını yerine getirmemesi ile birlikte çok derin yaraların açıldığı yerden bahsediyorum. Acıdan başka paylaşacak bir şey kalmamış yüreğimiz paramparça olmuştu. Kırk yıl düşünsem ısınmaktan […]

REALİSTİK KAĞITLAR – 2

Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde, yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak… Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, gerçekleştirmeyi denemeli! Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir, kendisinin […]

REALİSTİK KAĞITLAR

Her insan içinde realizm barındırmalıdır. Yazının gücüne inanmalıdır da. Sadece yazının gücüne inanmakla da kalmayıp aynı zamanda ustalaşmamış olsa bile onu dile getirmelidir. Çünkü zaman yerinde durmayan seglavi bir kısrağa benzer. Zamanla yazıdan başka kim yarışabilecek ki ? Hangi hayal, yazıya geçirilmemiş hangi bilgi zamanın seline karşı durabilir ? Onun için bazen dilsiz kalemimizi ak […]

GEÇMİŞLE SERENAT

İnsanın gözleri önünde bir şeyler olduğunda ilk anda o şeye pek dikkat etmiyor, onu çok yoğun izlemiyor. Aradan zaman geçtikçe onu daha iyi görebiliyor. Önemini, değerini çok daha sonra iyi anlayabiliyor. Ancak o zaman da, görülen ve yahut da tanık olunan söz konusu şeyleri bütün ayrıntılarıyla hatırlamak güçleşiyor. Onu aynen olduğu gibi yeniden yaratmak ve […]

AŞKA BAKIŞ AÇISI

Sevgi dediğimiz şey sık sık trajik bir sonuca yol açan sadece tatmin edilmemiş aşk tutkusu değildir aslında. Tatmin edilmiş tutku da mutluluktan çok mutsuzluğa dönüşür, hatta daha da fazla yol açar. Çünkü söz konusu kimsenin kişisel mutluluğuyla o kadar çok çatışmayı gerekli kılar ki sonunda mutlulu­ğun yerinde yeller eser, zira talep ettiği şeyler aşığın içinde […]

WATEYA JİYAN Ê (HAYATIN ANLAMI)

      Hayat, mutlu olmak için değil, anlamlı olsun diye yaşanır. Sen anlamın peşinden koşarken mutlusundur. Anlam senin için kocaman bir yaş pastaysa, haz da bu yaş pastanın üstüne serpiştirilmiş çikolata parçacıkları gibidir. Biz birini severken mutlu olmayı vadettik derken anlamlı bir yaşam vadettik demek istiyorum. Anlamlı yaşamın tapusu da anahtarı da başkasının, hele […]

SORGULA

Yeryüzündeki varlığımın anlamını tam olarak ne zaman sorgulamaya başladığımı bilmiyorum. O yaşlar 19-20 olabilirdi. İnsan hayatı sorgulamalı mıdır? Kendime şunu sordum; Şimdi aniden bir kalp krizi ve yahut da bir kaza geçirip ölüp gitsem dünyada ne değişir? Beni sevdiğine inandığım insanlar üzülürler mi? Üzülürler elbette. Kimi az, kimi çok, kimi bir müddet, kimi ise belki […]

MADDE BAĞIMLILIĞI

Her insanın çocukluk zamanında özendiği şeyler olmuştur. Kimisi modaya ayak uydurmuştur, kimisi ise arkadaş ortamına. Tam da bu noktada başlıyordu kötü alışkanlıklar. Bizim semtimizde de ne ararsan vardı. Lise dönemlerinde madde kullanmak moda haline gelmişti. Kimisi bir kere tattı ve tövbe etti, kimisi ise tiryakisi oldu. Tabi bıraktırmak için çaba sarf eden diğer bir çevresi […]

KANADI KIRDIĞIM

Dilim damağım kurusun Öpüşlere âşık oldun diye Baldıran zehrine batırıp suyu Parmaklarımla dudaklarıma sürdüm Şehirlerin titrek lambalarını söndürdüm Sana kavuşma zamanım Tenime batan iğne acıları Mecbur kaldığın yolculuklar Kanadı kırık kuşlar gibiyim şimdi İpini boynuma geçirdiğim Karanlıklara koşan sonsuzluğumsun Ben beni öldürmeden, yokluğunda öldüm