İnsanın gözleri önünde bir şeyler olduğunda ilk anda o şeye pek dikkat etmiyor, onu çok yoğun izlemiyor. Aradan zaman geçtikçe onu daha iyi görebiliyor. Önemini, değerini çok daha sonra iyi anlayabiliyor. Ancak o zaman da, görülen ve yahut da tanık olunan söz konusu şeyleri bütün ayrıntılarıyla hatırlamak güçleşiyor. Onu aynen olduğu gibi yeniden yaratmak ve yazmak neredeyse imkansızlaşıyor.
Rüyalar gibi mesela…
Nasıl ki rüyaları aynen gördüğümüz gibi yazmak çok zor ise geçmiş zamana ait bir şeyi de aynı o günkü gibi kağıda geçirmek aynı oranda zorlaşıyor. Gücüne, yeteneğine ve çabana rağmen onlar artık hiçbir zaman yaşandıkları gibi geri dönmüyorlar. Fazlalık katılıyor, yeni zamanın gelişmelerine göre, anlatım biçimlerine göre düş gücü de kullanılarak onu yeniden kurmaya başlanılabiliyor ve o baştaki özelliğini, saflığını kaybediyor.
Editör Yorumu: Sevgili Agit kaleminize sağlık.😇
Çok teşekkür ediyorum değerli editörüm 🙏