İKİ DİL

İki dili öğrenmeye çalışan çocuklar gibiNe ana dilimi öğrenebiliyorum,Ne de “Annem” ile alakası olmayanAnnadil diye öğretmeye çalıştıkları… İki dili öğrenmediğim gibiİki duvar arasında sıkışmış hislerim ,Hislerim yüzüme yansımış olmalı kiYüzümün teki ekşi,teki acı… İkilemelere terkedilmiş hayatım,Gelecek desen,İki denklemli matematik işlemi gibiBir o kadar bilinmeyeni olan bir denklem. Bu kadar bilinmeyen denklemlerle,Gelecek kurmaya çalışmak,Ne kadar gerçekçi? […]
KIRMIZI POTİNLi VE KIRIK UÇURTMALI ÇOCUK

Almayın çocukların umutlarını verin gökkuşağının renklerini.
COĞRAFYA KADER OLSAYDI!

Coğrafya, insanın kaderi olsaydı büyük ihtimalle ben “kader”denen kavramla tanışmazdım.Neden mi? Daha annemin karnında kurşun seslerine tekme atmaya başladım. Annem ise her tekme attığımda elleriyle karnını basarak benim çok haylaz olduğumu anlatırdı etrafa.Oysa bilmiyordu ki daha anne rahminde başlamıştı hayat savaşım.Belki de hissediyordu ama o haylazlığıma dem vuruyordu.Doğar doğmaz insan sesinden değil de jetlerin tiz […]
ZAMAN

Ömrümden çalınan yılların,Ayıklamasını,nasırlı parmaklarımla bir bir yapmaya başladım.Yüzüme düşen çizgiler,Şakaklarıma namluyu dayamış gibi,Kalbime korku pompalıyor. Düşüp gitsem bu diyardan,Kaç zaman ardımdan ağlar?Kaç yetim bensizliğe tahammül eder?Önce yetim doyurmuş parmaklarım,Şimdi ömründen sayıklıyor.Zamansızlığa kapılıp,Ölümsüzlük rolünü oynayanO yıllara yazık.Hangi hikâye bizi baki kılabilir diyeSorgulayamadığıma üzülüyorum… Kehanetleri bir bir yaşamış ömrüm,Nihayetleri unutmuş gibiydi.Zaman zaman takıldığım tedaylar olmadı değil.Avucumun içi […]
HALÜSİNASYONLAR

BEN BENDE KALMASAM

Diyorum ki kapılsam denizin dalgalarına, pervasızca … Bitap düşen bedenimden, bitap düşen düşlerimden kurtulsam. Yok olsam defalarca kez. Ben bende kalmasam olmaz mı? Bazen, sadece yalnız kalmak istersin kendini yalanlarla avutmak. Bazen güçlü olmak istersin, engelleri aşıp istediğini yapmak. Bazen sadece ağlamak istersin, ağlayınca rahatlayacağını sanırsın pervasızca. Bazen küçük bir işaret beklersin, bir ışık, ufak […]
HÜZNÜN BULUTLARI

Kendimi ifade edemediğim içimde sözcükler ile kavgadayım sanki sözcükler tükendi de içimde yanan alevi anlayamıyorum sözcüklere sataşıyorum. Hüznün bulutları şehre çöktü. Mesala kimse artık eskisi gibi değil her koşulda gülen o yüzler gülmüyor. Şehir bitap halde bulutlar şehri karanlığa gömdü şehrin insanları umutsuz şehrin insanları beyhude bir halde umut aramakta. Gitmek istiyor şehirden anlamıyorum nasıl […]
ZİLAN

Gecenin seherinde bir sefildim Mavi ile siyahın savaşıydı gidişin Soğuk bir mermiye benziyor dönmeyişin Alacakaranlık sesiydi terk edişin Sensizlikler yağıyordu bu kentin camlarına Yoktun suretin kararıyordu Sınırı bozgun kalemimin ucunda İçli bir ses yankılanıyordu Kentimin arka sokaklarında Ben sensizlikten boğuluyordum Zilan…
HÊVÎ

HÊVÎ(YEZİDİ KIZ) Kalem her şeyi yazar: Acıları, hüzünleri, sevinçleri, politik olayları, savaşları,sürgünleri… Ama en çok savaşları ve ardından yaşayan acılarda ahengini belirtir. Yaşayan acıları öyle bir anlatır ki adeta o yaşamış gibi cümleleri dizer. Bazen acı çeker, bazen ağlar ve bazen infaz edilir. İnfaz edilir, tıpkı Hêvî’nın(Umut) ölmeden infaz edildiği gibi. Azda’nın gölgesinde akıp giden […]
Çürümüş beyinler

Çürümüş beyinlerin bu kadar fazla olduğu bir ortamda fotosentezin bir işlevi olur mu?Bilimsel olarak bir etki yaratır mı bilmem ama insaniyet olarak çürüyen beyinlerin tedavisi olmaz, olamaz da. Bırak, herkes kendi beynine biraz beyin ilave etsin. Çürüyen beyinlere zaten etki etmez. Velakin etki etse de matematiksel olarak ters orantılı olarak çalışacaktır. Yani oksijensiz beyinlere ne […]
