TAHAYYÜL

Senin o binbir mutlulukla anlattığın geçmişin benim yitirdiğim yıllarımın ancak fragmanıdır. Gözünden sakındığın bir küçük eşya kadar ait değilim candan sana. Kızgınlığım geçse de unutulmuyor anılar yaşandıkça, bir sır gibi sakladığın o uzun gece yüreğimin en derinlerindedir. Kavgam bitti sanmışken hayatla bir gerçeği yaşadım bu gece, kafamda susturamadığım sesler teker teker döküldü sayfalara. Yalnızlık kralın […]
İDAM BUSESİ

Bazen bir kare bütün bir hayatın biyografisi olur. Bugün günlerden dudakların kuruması, cümlelerin demli çayla birlikte boğazda tıkanması, gözlerde ulu bir mahcubiyet, kalpte ne olduğu belirsiz duygular sarmalı… Bir ahvalin ulu ortamda bir anda yaşlanması her nefesin boğazımızı çok derin, çok kızgın, çok aceleyle yarılan susuz toprak gibi ve de alıp verilen her zerre havanın […]
GİDEMEYENLERİN ŞEHRİ

En güzel gidemeyen de benim bu gidemeyenlerin şehrinde.
YALNIZLARIN ATLASINDA PUSULA HER YÖNÜ GÖSTERİR

Bu hikâye karamsarlığın gerçekçilik olmadığını, hayatın son derece yaşanılası bir yer olduğunu savunanlara karşı yazılmış cevab-ı hakgûyânedir.Masalların alışılageldik “bir varmış, bir yokmuş” tekerlemesini biraz içselleştirerek biraz da gerçekle harmanlayarak yeni bir boyut kazandırmak böyle bir yola baş koyarken boynumuzun borcu durumundadır.Bir yokmuş, yine yokmuş, hiç yokmuş. Hatta hiç olmamış…Bu hikayenin başkahramanının yolu hep yokuşmuş. Çıkmayı […]