MORMOR

Tuhaf bir sıradanlığın garipliği üzerine yazmak konusunda gidip geldiğim saatlerde en iyi şeyin oturup yazmak olduğuna karar verdim.Lakin sonrasında o kadar da sıradan olmadığını fark ettim hissettiklerimin.kahve yudumlarken ve yazarken dinlediğim“MorMor- Whatever Comes to Mind” bana; milföyü ve “mormor “isminin ne kadar güzel olduğunu hatırlattı. Bir gün hatta bir gün değil,gitmeliydim… Beni bekleyenmilföy pastanesine veEymir’e.
KAYIPLAR KENTİ

Zamanın arafındayım.Ne ileri taşıyabiliyor,Ne de geriyi getirebiliyorum.Yerimde sayıp duruyorum.Uzaktan bakınca özlüyor,Yakından bakınca üzülüyorum.Kayıplar kentinin en uzun caddesin de durmuşum sende.Gelen giden çarpıyor,Nedensiz azarlanıp, hor görülüyorum.İçimde,Zihnimin dehlizlerinde,Zaman dışındaki boşlukta,Sen de durduğumu kimse fark etmiyor…
YÜREĞİMİZİ SEL VURDU

Yüreğimizi sel vurdu, hiçbir yere sığamıyoruz.Şimdi bizi kim kurtaracak?Ya da hüznü tartabilir miyiz?Sen dilime takılan ölüm, Bütün coğrafyalar da her gün yeniden doğuyorsun.Kefen ,kan ve ağlamanın derin kokusu,Yuvasını arayan kuş düşer mi? Yine bir ölü ayrıldı aramızdan.Aslında farkında olmadan ölen biziz!Her akşam ,şehrin ışıklarına bakarak iç geçiriyoruz.Yüreğimizi sel vurdu.Bütün coğrafyalar da sesler yankılandı.İçimizdeki ,kuyuyla konuşma […]
RUHUM’A

Yaralı kalpleri tamir etmek için sargı bezi gerekmez. Ne olursa olsun, orada bir iz bırakır. Bazen öyle bir an olur ki, ne bez ne de bant hiç bir şey fayda etmez. Ve kırdığın bir kalp bazen kırılan bir kavanoza benzer. Hani o kapak ne kadar sıkarsan o kadar kapanır ya kalbimde kapandı tüm kırık aşklara…
KIRGINLIK

Gönlümün derinliklerinde, aklımı kurcalayan Sessiz hıçkırıkların , sebebidir kırgınlık O çarpıcı rengiyle siyahı da andıran Kabuslar da beliren karabasan kırgınlık… Doğru sandıklarım yalan olduğunda, Sevdiklerimi çalan bir soygundur kırgınlık Bütün kaygılarım kalbime vurduğunda Her an olabilir ama sadece anlık…
İNSANCA

Perdeler açılsın,Neyler sahne alsınUfuktan izlesinler,Dinlesinler,Uzak bir melodi,Metafor dedikleri.Tüm putperest inançları,Saf dışı bırakacakBir seronomi de buluşsunKültür mirasları.Mesela kadının,Kutsalığında birleşelim.İnsanlığın annesi ,Cennetin birleştiricigücü,Ayaklarının altı öpülesi,Sen, ben olmadanİnsanca yaşamalı…
GECENİN HEDİYESİ

İki güvercin geldi kondu, Düşünürken seni, Şeftali çekirdeği kadar bile olsa Aşkına razıydım oysaki. Yürüdüm uzun uzun, Yürüdüm düşündüm. Plaklı Figüran kapanmasa doğruca gider, Çalan şarkıyı sana armağan ederdim. Duvara asılı resimlerdeki Türk filmi yıldızlarına seni anlatırdım. Dört yapraklı yonca bana hak verirdi, dönüp gelirse barış diye fısıldarlardı. Onlar çünkü her filmin sonunda barışırlar ya […]
İLK CELSESİ BU ÖLÜMÜN

Cehennemde ki katedral da sorgu başladıRevaç bir kader, ördü toprağın altında kalanları.Sahi senden ne haber?Sarıl, umut varkenUnut, dokunaklı şarkılarıİhtiva bir anı sen mi düşledin?İlk celsesi bu ölümün!Tülleri üstünde gelin,Yargıç meşaleyi göğsünde mi yaktı?Hangi hikayenin terazisi bu?Cüzdanımda ki tek fotoğraf senindi.Anlamsız nihaventler bu yüzden mi?Belkide bu şehrin nutku buruktu gölgesine,Uçsuz bucaksız ölüm literatürleriAçmadı yine güz gülleriSen, […]
KAÇINMAK İÇİNDİ

Yazmaya olan teşvikim, kimsenin konuşmadığı ve üstünde durmadığı başlıkların, var olduğunun anımsanması için artıyordu. Konuşulmak veya usta bir yazar olabilmek için değil hatırlanmayan, ama tesadüf üzeri belirse çok şey konuşulacak, konular için. Çünkü bu dilsiz detaylar aranarak öğrenilmezdi. Tesadüfen karşısına çıkar büyülerdi belki, hepsini. Ve, kaçmaktan ziyade kaçınmak içindi bu teşebbüsüm.
MAVİ DÜŞLER

İçimde biriktirdiğim tüm sitemlerim, Yine karşıma geçip bir, bir sıralandılar. Büyüyüp gök kubbeyi deldi, küçücük dağlar. Ve ateş oldu, Ve sonra kül olup üstüme yağdılar. Bir arsız sitem oda da bir tur attı. Çığlıkları kor olup içime aktı. Su gibiydi yüzü aydınlık ve berrak, Lâkin kaygılanıyordu onunla birlikte bütün kâinat. Bir sitem gelip asılı kaldı […]