DÜŞ ’LE

tadım kaçıyor, ama durup dururken bu, tarif edemiyorum sanki durduk yere ağzınızda acı bi tat olması gibi tatsız bi tat düşündükçe ağrıyor başım sanki yeni bir buhran doğuyor ve ben onun sancısını çekiyorum gibi ama düşledikçe hepsi geçiyor.

RONİ’YE VEDA MEVSİMİ

Bir, bir çıkardım içimden her şeyi.Şu tepesi karlı dağlar şahit.Tabiat ruhumu ,engin denizlere doğru çeviriyor.Böcekler ,çiçeklere konmayı asla ihmal etmiyor.Bir, bir her şeye şahit oldum.Bu şehir bulutlarıyla güzeldir.Beni örseleyen ne varsa hepsini  dağların yamacına bıraktım. Nasıl olsa bir gün gideceğiz.Anılardır, baki kalan ardımızdan.Toprağa basıyorum, Beni kaç mevsim üstünde taşımış toprağa,Birbirimizi hep farklı yerlere emanet ediyoruz. Uzunca […]

UZAK CESUR

Bir şeyi defalarca söylemek, yitirir anlamını denmiş, ama öyle mi? “uzak” yakın olur mu ? defalarca söylesek. Hayır biliyorum, kastettiğim bu değil, korkuyorum demek fazlasıyla cesur yapar mı insanı? belki bazılarını, ama seviyorum demek birine defalarca, yitirmemeli. anlamını. yitirmez de gerçekse. bazı şeyler bir değil. defalarca  söylenmeli belki anlamını yitirmesi için  değil anlam kazanması için!

İŞİN ÖZÜ

  Öfke, ince buz üstünde yürümek gibidir ve o ince buz kırıldığında buz parçaları ateş gibi yakıcıdır.Bu nedenle akıl öfkeden kaçar, kaçmalıdır. Kaçamazsa sonu vahimdir ve ömürlük ızdırabın kapanmaz perdesini aralamış olursunuz. Kimseye esir olmadan ehil ve muktedir olmayı hatmetmek zoru yenmektir. Bu yolda iyilik ve kötülük arasında besleyip büyüttüğünüz yönünüz sizi çevrenize tanıtır.Bu anlamda […]

BİLMESİN

Yak bi sigara daha.Hiç olsun umut duman içinde.Külün de bile yangının devam ettiğini,Kendi kendime onla dertleştiğimi,İçimdeki nefesin,Her solukta beni nasıl boğduğunu.Yıkımı ile moloz yığınına döndüğümü.Enkaz yüreğimde harabe çiçeği olduğunu bilmesin!Aşka asi harflerin,Kaderi yazan şiire dönüştüğünü,Gördüğüm her nesne ve sıfatın onu hatırlattığını.Ve nasıl unutacağımı,Bilmediğimi de bilmesin…

BEYBÛN

İçim bir ağaç gibi her şeye şahidim.Baharda ışık veren bir beybûnum.Bütün yaraları sarıyorum. İçim bir ağaç gibi her şeye şahidim.Bazı şeylerin yokluğuna alışılmıyor.İçinde bitiremediklerini günde en az yüz kere aramak için elin kalbine gidiyor. İçim bir beybûn gibi zamansız sevdaları büyütüyorum.Beybûnlar yarım kalmış aşkları tamamlar.Rüzgar, insanı ve tabiatı savurur.Her şey yıkıldı dersin.Ama beybûnlar ölümü ve […]

ENHAR BİR ÇINAR

Doğum ve ölüm ya da Tanrıça, Uzun, ince bir sızı. Tanrım, bunca ölümü bana verdin: İncecik kollarıma, narin parmaklarıma karşı. Sırtımda küfem, belimde kuşağım yok! Gece gündüzün buğusunda Bir çiçeğin özü, Hangi arının özüne özleyiştir, Dudaklarından öpmeye kıyamadığı çanağın. Apansız geceden sızan ışık, Siluetini düşürür, Elhamra’nın Bir kelebeğin kanadına. Zamandan yetim bırakılmış duvarlar Diplerinde yeşerir […]

RONİ İLE RUHUN KANDİLLERİ ÜZERİNE

İçinde Allah’ı, söndürmeyen kandillerın ışığında.İnsanın, kalbi bereketli bir yağmura benzer.Yeter ki, yağmuru sev!İçinde Allah’ı büyüten okyanusların sularında.İnsanın kalbi geceyle örtünen bir pervanedir. Şu nergislerin güzelliğine bakar mısınız?Dünyayla aramızda, yeniden bağ kuruyor.Bizi tanıyan insanların gölgesi oluveriyoruz.İçimiz denize açılan bir ayna gibiŞu nergislerin güzelliğine bakar mısınız? Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki,Görmek ,kar yağdığında tabiatın yüzümüze dönmesidir.Dünyaya son […]

MATEMDEN BOZMA AYRILIK

Matemim,hüznün dudaklardan akıpCan bulduğu sokaklarla doldu.Yeşil yapraklı yonca örttü bedenimi.Aşk ve ayrılıkların fecriYakarışlarımı bağışladı,her yanım cesetlerle dolu. Gönlümle, vebalim arasında devreden sancılarım,Yeminler eskittikçe kara toprakta can buldu. Yağmur,Ağır nacizane vucudumdan.Sana ne zaman derya olsamAyrılıktan bozma bir çöl akar damarlarımdan…

GEVE

kitaplar, kelimeler erişmek içindi. ya huzura, sevgiye ya da bilgiye ve pek bir vasfı olmayanlar zaten anlaşılmak için  değil, ne kadar korkak olduğunu ve kendini saklamak; gevelemek için konuşurdu. Ve  konuşulmak için.