BİZİM MAHALLENİN ÇOCUKLARI

“Dur” dedi yağmura. Yağmur dur durak bilmedi. Güneş açtı bir süre sonra. Öldürdü yağmurun atasını Havada bulut cesetleri Ama silinmedi. Bu mahallenin çocukları, Bir türlü gün yüzü görmedi.

YAŞAMAYA DAİR

Yaşanacak! Bunun başka hiçbir yolu yok.Farkındayım ne kadar zor olduğunun.Hepimiz farkındayız.Ne kadar zor olduğunu bunun. Yaşanacak! Bunun başka hiçbir yolu yok.Yaşanacak çünkü ağaç yeşil, çünkü gökyüzü mavi, çünkü güneş sarı.O olsa da göğün en parlayanı,Sen doğacaksın her gün, sen!Hem de her gün, yeniden! Şöyle alacaksın eline kitabı mesela,Uzunca bir yolculuğa çıkacaksın.Ama yine de bırakmayacaksın yaşamayı.Çünkü […]

İLK AKŞAM YEMEĞİ

Onlar: hayatı, önlerine çıkan birkaç şıktan birini işaretlemek olarak görüyorlardı. Çünkü hiçbir zaman büyük pencereden bakamadılar. Bunu bir vizyon değil de daha çok bir misyon olarak bellemişlerdi kendilerine. Evet şimdi birkaç seçenekten birini işaretleyebiliyorlardı belki doğru da çıkıyordu ama bundan sonraki yaşamlarında hayat onlara hiç seçenek sunmayacaktı. Bunun bilincinde olmaktan korktukları için hep cahil kalmayı […]

YALNIZLARIN ATLASINDA PUSULA HER YÖNÜ GÖSTERİR

Bu hikâye karamsarlığın gerçekçilik olmadığını, hayatın son derece yaşanılası bir yer olduğunu savunanlara karşı yazılmış cevab-ı hakgûyânedir.Masalların alışılageldik “bir varmış, bir yokmuş” tekerlemesini biraz içselleştirerek biraz da gerçekle harmanlayarak yeni bir boyut kazandırmak böyle bir yola baş koyarken boynumuzun borcu durumundadır.Bir yokmuş, yine yokmuş, hiç yokmuş. Hatta hiç olmamış…Bu hikayenin başkahramanının yolu hep yokuşmuş. Çıkmayı […]

KENDİLERİNE İTHAFEN 1

Beni benden kurtar Hilmi Bey…Çek, al beni benim kirli ellerimden.İçim paramparça oldu. Ümitlerimi köpekler lime lime etti. Tek suçum hayâl kurmak mıydı Hilmi Bey? Ben sonsuz düş denizlerine atmışken kendimi, salıvermişken hayatın bu debisi yüksek akışına, gözlerim ondan başka kimseyi görmezken nedendi bana bunu söylemesi? Hilmi Bey, bizden ne köy olur artık ne kasaba. Ümidimiz […]