İNSANCA

Perdeler açılsın,Neyler sahne alsınUfuktan izlesinler,Dinlesinler,Uzak bir melodi,Metafor dedikleri.Tüm putperest inançları,Saf dışı bırakacakBir seronomi de buluşsunKültür mirasları.Mesela kadının,Kutsalığında birleşelim.İnsanlığın annesi ,Cennetin birleştiricigücü,Ayaklarının altı öpülesi,Sen, ben olmadanİnsanca yaşamalı…
İLK CELSESİ BU ÖLÜMÜN

Cehennemde ki katedral da sorgu başladıRevaç bir kader, ördü toprağın altında kalanları.Sahi senden ne haber?Sarıl, umut varkenUnut, dokunaklı şarkılarıİhtiva bir anı sen mi düşledin?İlk celsesi bu ölümün!Tülleri üstünde gelin,Yargıç meşaleyi göğsünde mi yaktı?Hangi hikayenin terazisi bu?Cüzdanımda ki tek fotoğraf senindi.Anlamsız nihaventler bu yüzden mi?Belkide bu şehrin nutku buruktu gölgesine,Uçsuz bucaksız ölüm literatürleriAçmadı yine güz gülleriSen, […]
KAÇINMAK İÇİNDİ

Yazmaya olan teşvikim, kimsenin konuşmadığı ve üstünde durmadığı başlıkların, var olduğunun anımsanması için artıyordu. Konuşulmak veya usta bir yazar olabilmek için değil hatırlanmayan, ama tesadüf üzeri belirse çok şey konuşulacak, konular için. Çünkü bu dilsiz detaylar aranarak öğrenilmezdi. Tesadüfen karşısına çıkar büyülerdi belki, hepsini. Ve, kaçmaktan ziyade kaçınmak içindi bu teşebbüsüm.
MAVİ DÜŞLER

İçimde biriktirdiğim tüm sitemlerim, Yine karşıma geçip bir, bir sıralandılar. Büyüyüp gök kubbeyi deldi, küçücük dağlar. Ve ateş oldu, Ve sonra kül olup üstüme yağdılar. Bir arsız sitem oda da bir tur attı. Çığlıkları kor olup içime aktı. Su gibiydi yüzü aydınlık ve berrak, Lâkin kaygılanıyordu onunla birlikte bütün kâinat. Bir sitem gelip asılı kaldı […]
FİZAN

İnsan, hiç kendine de kırılır mı?Estağfurullah yerle yeksanım.Direnmeyi de bıraktım.Yenildim. Sesime yabancı.Gölgeme simsiyah.Yüzüme resim.İçime garip.Fizan kadar uzağım.Kendime…
KEŞKE BAHSEDEBİLSEM

Keşke bahsedebilsem, hissettiklerimden sana.Fakat ben, ne yapacağını bilmeyen bu adam,Yalnızca bir kalem alarak elineNasıl gösterebilecek sana sevgisini?Ömründe her konuşmayı yarım bırakmış bu kişiVe yanarken gözlerinin içinde ateşiBu his kanıtlamak için bâkiliğiniBir kıvılcım bekliyor senden,Kendiliğinden ve samimi. Gökyüzünü denize tercih edenlerden… (Bu bir seridir öncesi var, devamı gelecek.)
ÖLÜMDEN ARTA KALAN

Sokaklar dar geliyor artık Başı dumanlı apartmanlar, Molozlara kalmış koca yollar, İçimi hatıraya boğan çocuklar var. Çadırlara yazılmış kader diye, Oysa kaderi yazan onlarmış Nerden bilebilirdik mutlu evimiz Bize en öfkeli mezar olacak. Hırçın okyanus gibiyiz, Deli olmuşuz, divane olmuşuz Hesaplaşmamız var, Hesabımız var. Umuda kelepçe vurmuşlar, İsyanımız var, Hasretimiz var, Yasımız var. Bu umut […]
BEN VE ZİHNİMDEKİLER

Alemler içinde ki alemlere… “Gözlerinin içinde kocaman efkarlı bir dağ var, yankılanan, kızan, bağıran, öfkelenen ama asla kırmayan bir dağ var.” Derdi, çok sevdiğim bir Hocam. Hiçbir zaman anlatamadım bu yangını bu efkarlı dağı hatta ben bile anlayamazdım çünkü asla dile gelmezdi, zihnimizdekilerin kolayca dile dökülme gibi bir huyu yoktu. Sanırım insanoğlu bu yüzden asla […]
GÜNLERDEN HÜZÜN

Ömrümden bir yılı daha geride bırakmama günler kala, ben yine dünden, bugüne zaman tüneline girdim. Kaybettiklerim, kazandıklarım, özlediklerim, uğurladıklarım… Çok bir şey kazanmadım şimdiye kadar ama çok şey kaybettim. Duygulardan başlarsak, klişe olacak ama güven duygusu pek bir eksildi bende. Bir söz okumuştum bir yerde “insan ne kadar yakınından görürse ihaneti, o kadar uzaklaşır merhameti.” […]
İHMAL ENKAZI

Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim, öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş: ”Nazi toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar. […]