ÇIPLAK KADIN
 
			YOK’SUZLUK

Ölümün bütün çeşitlerini ezbere biliyorum Rothilda,hiç biri gidişinden ağır ve korkunç değil! Nefes almak nasıl olurda parmak uçlarımdan,saç tellerime incitir beni. Yokluğunun ağrılı sancısı kalbimi kırar sızıdan Sevdanın ağır yükü omuzlarımı incitir Ağustosun ortasında üşürüm örneğin Kışın en buz kesen zamanında seni düşünürüm. Yokluğundan öte bir acı yokmuş,öğrendim. Yüreğimi ısıtmaz mesela cehennem ateşi Veyahut sen […]
DÜĞÜN ANTOLOJİSİ

Uçağı kaçırdım ve son biletini aldığım bir otobüs ile Ankara’ya geldim . Ankara da bir başka Ankara varmış bunu bugün öğrendim Ankara’ya bağlı, Ankara’ya uzak bir Ankara ! Tamam,başlayabilir ve konuşabiliriz sevgili günlük demeyeceğim hangi yüzyıldayız değil mi? O zaman sevgili klavyem ; Kalabalık bir yalnızlığın baş köşesindeyim İçer de kulak kanatan melodiler yetmezmiş gibi […]
UYURSAM SENİ’DE UNUTUR MUYUM?

İçimin bütün sütunları kırılmış ve azalarım altında ezilmiş gibi hissediyorum. Uyusam geçer diyorum. Uyusam geçer … Ama uyuyamıyorum! Bütün acıyı uyanık çekiyor içim Damla damla eriyip akıyorum yere Sızısı elime yüzüme vuruyor kederin. Kafam birkaç muhasebecinin intihar etmesine sebep olacak kadar batık! Uyanıkken geçmiyor değil mi? Acaba uyusam. Seni de unutur muyum? Bilmiyorum…
SEVGİLİ’M

Dudakların kalsın bir tek ince ,manidar,ödünç ve teslimiyetci dudakların Nasıl olsa anlayacağı yok bizi bu rezil çağın Biri öksüz martı nisan’a bağlayan gece İki de hırka ayırdım bizim için Fazlası yük,fazlası telaş olur yüreklerimiz için Omuzlarını ısıtacak kadar şiir ,saçlarını örecek kadar türkü doldurdum avuçlarıma Sevdiğim ben bu dünya denen ziyanlıkta Bir sen kırıldığında, Bir’de […]
BİRİ

Camlar ardına saklanır ruhun, ürker günden Ellerin güneşin kızgın sıcağını taşır avuçlarında Resmetmeye Picassonun gücü yetmez güzelliğini Ey Araratın sabırsız aydınlığı, dün annem bugün kızım yarın kız kardeşim Nidalar yükselir yüreğinden , etme ! gülümse … Kalbinin güzelliğinden öper kelimelerim Anlamını sende bulur şiirlerin can yakıcı dokunuşları Baksan öldürürsün günü, gözlerinle karanlığı aydınlatırsın Ağlasan çin […]
HA’

Naif ve zarif bir terkediş ile ayrılıyor ruhum bu çöplük,bu enkaz,bu domuz girmiş bağdan farksız bedenimden Hayat, üç beş yedi dokuz evde yokuz Orda mısın? Armut dersem çıkma,elma dersem… Elma! meyvesini de,adını da çıkardım kelime haznemden Bana Roboskiyi hatırlatıyor! Neyse yara çok,değinmeden sıyrılmalıyım yüreğimdeki bu lav çukurlarından. Merhaba konumuz;yok bir konumuz! Öyle laf kalabalığı yapacağım […]
RUHUM, RUHUNUZLA DANS EDEBİLİR Mİ ?
 
			MUTLAK GÜZELLİK: ÖLÜM

Ölümün korkunç bir azap olduğu konusunda hayli konuşmalara denk geliyor olmam beni yaşamın ihtişamlı iğrençliğinden fevkalade uzak tutuyor. Ölüm de yaşam kadar kutsal bir süreçtir halbuki! Nasıl ki yaşam bahşedilen bir varlık için umut ve çoğalım kabul görülüyorsa, ölüm de aynı denge de kanıtsal bir yaşam çöplüğünün temizlenmesidir. Nasıl ki kışın ardından gelir bahar, öyle […]
GALATA

Ayaklarım yorgun ve yılgın yürüyorum galatadan büyük katolik kilisesine doğru Yanımdan binlerce insan geçiyor , binlerce ruhsuz ve vasat insan . Bilmem kaçı uykusuz , susuz , işsiz , hırsız ve katil .Bilmem kaçı evsiz , kimsesiz , dinsiz , bilgisiz , huysuz , sarhoş ve varoş … Bir dar sokağın köşesinde ki mavi renkte […]
