DÜŞ ’LE

tadım kaçıyor, ama durup dururken bu, tarif edemiyorum sanki durduk yere ağzınızda acı bi tat olması gibi tatsız bi tat düşündükçe ağrıyor başım sanki yeni bir buhran doğuyor ve ben onun sancısını çekiyorum gibi ama düşledikçe hepsi geçiyor.

İNSANLARA BAK

Ne asildir bu içimdeki delilik, Kimsenin erişemediği umutsuzluk. Bulunmak ister hücrelerimde insanlığın çaresizliği. Aciz birer ırkız şu koskoca dünyada Ne istediğimizi bilmeyiz Ne istemediğimizi bilmeyiz Mutsuzluğu ararız, Mutlu olma pahasına. Yalnız kalırız, Her zaman, her şekilde Hep yalnız, İstekler memnuniyeti artırır gibi daha fazla isteriz, Halbuki mutlu olmayı bile bilmeyiz. Bir çeşit kitaba Herhangi kumaşa […]

AH BİR BİLSEN

Tepeden tırnağa yaşamalı seni. Satır satır okumalı nasırlı ellerini.  İlmek ilmek işlemeli bembeyaz kağıtlara, Fısıldamalı adını dağa taşa.  Haykırmalı içimdeki seni, Doya doya bakmalı ela gözlerine. Elalarından içmeli kana kana.  Yaşamak bu. Yaşamak; rüzgarın ellerime bıraktığı saç telin. Yaşamak sensin benim için.  Benim içim sen. Benim içimsin sen.  Ah bir bilsen…. 

BUL

Arıyorum kıyametinle,Mahşer-i kalabalıkta.Kaybolan ruhumu.Dolduramıyorum boşluğunu.Dolanıp ,dolanıp duruyorum.Ruhu çekilmiş bedenimle kalabalığında.Sığmıyor içime sığdırdığım.Durmuyor aklımda tuttuğum.Gel bul , durdur beni!Sınırımın ötesinde değil artık.Yüreğimde asılı duran urgan.

UZAK CESUR

Bir şeyi defalarca söylemek, yitirir anlamını denmiş, ama öyle mi? “uzak” yakın olur mu ? defalarca söylesek. Hayır biliyorum, kastettiğim bu değil, korkuyorum demek fazlasıyla cesur yapar mı insanı? belki bazılarını, ama seviyorum demek birine defalarca, yitirmemeli. anlamını. yitirmez de gerçekse. bazı şeyler bir değil. defalarca  söylenmeli belki anlamını yitirmesi için  değil anlam kazanması için!

BİLMESİN

Yak bi sigara daha.Hiç olsun umut duman içinde.Külün de bile yangının devam ettiğini,Kendi kendime onla dertleştiğimi,İçimdeki nefesin,Her solukta beni nasıl boğduğunu.Yıkımı ile moloz yığınına döndüğümü.Enkaz yüreğimde harabe çiçeği olduğunu bilmesin!Aşka asi harflerin,Kaderi yazan şiire dönüştüğünü,Gördüğüm her nesne ve sıfatın onu hatırlattığını.Ve nasıl unutacağımı,Bilmediğimi de bilmesin…

ENHAR BİR ÇINAR

Doğum ve ölüm ya da Tanrıça, Uzun, ince bir sızı. Tanrım, bunca ölümü bana verdin: İncecik kollarıma, narin parmaklarıma karşı. Sırtımda küfem, belimde kuşağım yok! Gece gündüzün buğusunda Bir çiçeğin özü, Hangi arının özüne özleyiştir, Dudaklarından öpmeye kıyamadığı çanağın. Apansız geceden sızan ışık, Siluetini düşürür, Elhamra’nın Bir kelebeğin kanadına. Zamandan yetim bırakılmış duvarlar Diplerinde yeşerir […]

BENLİĞİM

Kalabalıklar içindeYalnız ve sessizim.Yelkovan sesi,Ömrümden biçiyor .Anlamsız geçenSaniyeler ,Yüzümdeki çizgilerleSevişiyor.Değişen dünya düzeniÖpüşmelerime renk katmıyor.Uzaklarda ki hikayeler,Beynimde fırtınalar estiriyor.Bazen kendimi bir tren vagonunda görüyorum.Rotası keşfedilmeyen benliğim olan.Ve nerede ne zaman duracağı,Belli olmayan bir tren.Cam kenarında sessizliğimleSensizliği dinliyorum.Gidiyorum öylece,Nereye varacağımıBilmeden gidiyorum…

CEVAPSIZ BİLMECE

Sen, seni nereden bileceksin?Gel gör gayrı gönlümden içeriYarım kalır cümlemin iki hecesiBir hayal kurdum senelerin getirisi Sen beni nereden bileceksin?Gel tut mutsuzluğun çetelesiniÇalmaz oldu şarkılar eksik kaldı hayaller,Sonsuzluğa karıştı o edalı bakışlar Ben, seni nerden bileceğimİzin ver bana o ışığını göreyimSorgular olsa da zihnim hep kaçtı kalbimDört duvar arasında mum gibi erimekteyim    

UÇURUM ÇİÇEĞİ.

Özlüyorum.Her özlediğim de.Atlıyorum dik yamacından dipsiz uçurumuna.Öyle erişilmez bir yerde. Yeşermişsin ki !Sana ulaşmak, evrenin;Yedi sırrı.Yedi belası.Yedi katmanlı günahı.Yüreğin açmaz yerinde açan.Uçurum çiçeği.Dokuna , dokunmak için,Bırakıyorum kendimi düşsel boşluğa…