SILADAN HEJA’YA

Direnir kozalaklar zemheriye Ulurlar yankılar gökyüzünde Mahkûmu olur daneler kara Yollar büsbütün kavuşmaya kapalı Ay duvak takmış geceye Allı pullu saçlarının yerine Hangi mevsimdedir ellerin Gözün hangi dergâhın El ayak değmemiş sütununa takıldı Ellerimde arda kalan Kokulu resimler, mektuplar Yıllara cellat tek ak saçın Gömülmüşüm, uyuyakalmışım Yitip giden mazine Heja

BAŞAK NEFESİ

Saklanırsın bir yelin eteğine,Savrulur harman bulut bulut Düşüverir yaprakların gözyaşına, Bakakalır yaprağın ardından dünyaya Bir sevdaya tutulur yüreğin, Başakta dane olmayı ümit edersin  Boy boy birbirine sarılır tarlalar Yaşamaya kavuşur tomurcuklar Ümit eder toprağa tutunmayı Binlerce baştan bir baş!  Çiğdemlerin kokusu olur nefesin   Tavşanlar ürkmeden sığınır kalbine Basamaktır zaman, öğütülmeye Yetimin küfesindeki aşk olmak için […]

İDAM BUSESİ

Bazen bir kare bütün bir hayatın biyografisi olur. Bugün günlerden dudakların kuruması, cümlelerin demli çayla birlikte boğazda tıkanması, gözlerde ulu bir mahcubiyet, kalpte ne olduğu belirsiz duygular sarmalı… Bir ahvalin ulu ortamda bir anda yaşlanması her nefesin boğazımızı çok derin, çok kızgın, çok aceleyle yarılan susuz toprak gibi ve de alıp verilen her zerre havanın […]

ENHAR BİR ÇINAR

Doğum ve ölüm ya da Tanrıça, Uzun, ince bir sızı. Tanrım, bunca ölümü bana verdin: İncecik kollarıma, narin parmaklarıma karşı. Sırtımda küfem, belimde kuşağım yok! Gece gündüzün buğusunda Bir çiçeğin özü, Hangi arının özüne özleyiştir, Dudaklarından öpmeye kıyamadığı çanağın. Apansız geceden sızan ışık, Siluetini düşürür, Elhamra’nın Bir kelebeğin kanadına. Zamandan yetim bırakılmış duvarlar Diplerinde yeşerir […]

İHMAL ENKAZI

Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim, öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş: ”Nazi toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar. […]

GEZİYE BİR ADIM KALA: YOL(2)

İnsan her günün sonunda bir adım daha aslına yolculuğun ne kadar keyif verdiğinin farkına varır. Bir önceki yazımızda ilk yola çıkışımızın adımlarını naçizane olarak gönül havuzunuza emanet etmiştik.   Bir hikâyenin başlangıcı için ille de bir yabancının bir şehre adım atması gerekiyor mu, bilmiyorum? Kimi zaman aynı mekânda bulunanalar da birbirine yabancı kalabiliyor.  Yabancılığın bitmesi […]

GEZİYE BİR ADIM: YOL (1)

Zamanın ellerine kendimi bırakıp günler öncesinden planlamış olduğum yolculuğuma sabahın erken saatlerinden başlamak üzere yola evden yola koyuluyorum. Bursa’dan Balıkesir’e ayarlamış olduğum saatteki yolculuğa yetişebilmem için Sakarya’dan erkenden yola çıkmam gerekiyordu. Havanın hafif ayazı yüzümü yalıyor gibi. Sakarya otobüs terminaline gidecek servisler olmadığı için zaruretten taksiye atlayıp yolculuğun ilk adımına başlamış bulunuyorum. Sanırım hatiplerden sonra […]

MAVİ KANATLI KELEBEK

Bütün sevgiler kimsesizdir biraz!!! Ellerin boşluğunda. Vakit eriyip gider bucaksız… Çiçekler açar, dolunay düşer çanağa. Kalplerin öksüzlüğü hissedilir Aynaların arka yüzlerinde. Gözlerde avare çığlıklar;   Bulutları görürsün, Tutunamayan bulutları! Yokuşun başında hıçkırıklar, Telaşlı ceylan ve yavruları,  Bahtına yenik rahvan nalları… Nehir boylarında, Derya ellerinde, Kelebek kanadına nefesi bırakır Sessizliğe bürünen fenerlerin gözleri. Gök kuşağına asılı […]

HOŞUNA KAL

Bugün içimde bir ürperti varDağları denizleri titredenKayadan kayaya çarpanKayalarda ufalanıyor  kalbimin kılcalları  Çiseliyor yağmur incir tüylerine Taçları beyaz gelinlik giymiş bu mevsimde  Ay duvağa serilmiş mavimsi bir yatak  Uluyor merhamet çiçeği nemine Takati yok ruhumun  Çöllere hüzünle bakarken Dev gözlerde buluyorum kokusunu Kaktüs dikenine saklanırcasına Yakamozlar göçüyor ülkenden El açıyorum incir tüyüne ve rüzgara İntihar […]

KISA BİR HASBIHAL

      Zamanın nehrinde bütün hilkatler değişime uğradığı gibi insan ve hayatı da değişime maruz kalıyor veya değişime zorlanıyor. Değişim asli evreninde çok sancılı bir süreç ve bu sürecin sonunda pozitif yönde bir eylemlilik söz konusudur.  Değişime zorlanan her bir varlık aslını ne yazık ki yitirme mecburiyetinde kalıyor. Kimi zaman ise değişime tabii tutulan varlık daha […]