Zamanın ellerine kendimi bırakıp günler öncesinden planlamış olduğum yolculuğuma sabahın erken saatlerinden başlamak üzere yola evden yola koyuluyorum. Bursa’dan Balıkesir’e ayarlamış olduğum saatteki yolculuğa yetişebilmem için Sakarya’dan erkenden yola çıkmam gerekiyordu. Havanın hafif ayazı yüzümü yalıyor gibi. Sakarya otobüs terminaline gidecek servisler olmadığı için zaruretten taksiye atlayıp yolculuğun ilk adımına başlamış bulunuyorum. Sanırım hatiplerden sonra dili düşük olan siyasetçi ve berberlerden sonra taksici esnafını da eklememiz gerekiyor. Yaklaşık yirmi dakikalık yolda taksici beyefendiyle hal hatır sormalar, ekonomi, anılar, mesleki zorluklar ve tabii ki olmazsa olmayacak olan siyaseti sıkıştırıp terminale varıyorum. Şoför beyefendinin güler yüzü ve hoşgörüsü bugünün güzel geçeceğinin adeta işareti oldu. Özellikle de Beyefendinin bu tavırları beni mest etti. Bununla birlikte hayatın özellikle de ekonomik meşakkati herkesin omuzlarında ve tüm hıncıyla topuz gibi vurmaya ediyordu. Terminale varmam ile kalkacak olan otobüsün saati arasında yaklaşık beş dakikalık zaman dilimi mevcuttu. Bahtiyarım ki bilet bulabildim. 7:45 otobüsüyle Bursa’ya doğru yola çıkıyoruz. Bursa ki muhteşem hatıralarımın başkenti…
Yol insan ruhunun terbiyecisidir. Kimi vakitlerde insan ve hayatın içerisindeki bütün renkleri yol(larda) müşahede edebiliyor. Neredeyse bütün terminallerde gördüğüm; bunca insan kalabalığının her gün yollarda olması ve bunca meşgalenin bulunması hayatın ne kadar da renkli olduğunun adeta deseni gibiydi. Kavuşmalar, ayrılıklar, yol gözleyenler, yollayanlar, tek başınalılar, kalabalıklar, aşklar, sevdalar… Liste uzayıp gidebiliyor tabii ki. Belki de hayat bu olsa gerekti. Lakin sadece bu kendisinin sadece fragmanı. Otobüsün yolun kimi yerlerinde kavisler çizmesi insanın doğayla sanki kucaklaşması gibi bir hissiyat meydana getiriyor. Doğa bütün ihtişamıyla insanın yüzüne bütün duygularını aksettirebiliyor. Yol boyunca şunu görebiliyorsunuz: Doğaya kimi yerlerde ne kadar da hunharca davrandığımızı. Özellikle de ormanlarımızı yok ederek ve buraları betonlaşmaya dönüştürmemizi zaman içinde çok büyük bir geri dönüşünü yaşayarak öğreneceğiz. Elbette her bir varlık günün birinde aslına dönüt yapacaktır.