Çocukluğunu 90’larda yaşayanlar bilir. Sokaklarda saatlerce koşturmanın tadını. Acıkmaz , susamazdık hedefimiz vardı: Her biri bir tarafa dağılmış yedi taşı üst üste dizmek ya da vurulan arkadaşlarımızı oyuna almak için topu yakalamaktı tam on iki defa. Telefonunuz, bilgisayar oyunlarımız yoktu ama oradaki oyuncular kadar arkadaşımız oradaki oyunlar kadar oyunumuz vardı. Küçüktük ama merttik, baş giderdi sır gitmezdi. Kim en iyi dost bilirdik. Kardeş olmak için hiç düşünmeden kanımızı akıtır birleştirirdik. Ömür boyu kardeş olurduk o vakit. Tek korkumuz hava karardı eve gel diyecek olan annemizin sesi tabi bir de takımlara arkadaş seçerken en güçsüz oyuncunun bize kalmasıydı. Sıkılmak diye bir şey yoktu lügâtımızda. Zira sıkılacak vaktimiz yoktu. Boncuklarımız vardı ikişer üçer saydığımız ve bitmeyen fasülyelerimiz. Tabi bir de okumaya doyamadığımız Cin Ali’miz vardı. Öğretmenler öğretmendi. Velimiz hiç düşünmeden eti senin, kemiği benim diye teslim ederdi bizi. Öğretmen ne derse doğruydu ve o her şeyi bilirdi. Defterimize attığı yıldızlar en büyük gururumuzdu. Beden dersinde bilyelerimiz vardı bir kazanıp bir kaybettiğimiz. Bir tavşan olurduk bir tazı. Sonra takımca yarışır tozu dumana katardık. Sokakların tozu da ekmeğin kokusu da yüzümüzdeki gülümseme de bir başkaydı 90’larda. Şimdilerde hiçbir yerde bulamayacağımız, bir zamanlar içinde yaşadığımız tozu, dumanı,dostluğu, sevgisi, kardeşliği bir başka zamanlar vardı …

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

2 Responses

Bir yanıt yazın