Pantolonlarım ve şortlarım çok çabuk yırtılıyor… Oruspu çocuğunun biri yırtık pantolonumu odamdan çaldı. Dört yıl önce. Çoraplarım bu yüzden beni tanımıyor ve beni sevmiyorlar. Kimse kimseyi sevmez, daha çok ticareti sever herkes… Kimsesiz ve en çok da parasız kalmamak için ticarete müptela herkes. Ama kirli ve kullanılmış çoraplarım beni seviyorlar. Az.. Biraz.. Ve.. Çokça..
Sadece beni tanımıyorlar. Beni tanımadıkları o günlerde ben sadece hiç kimseyim. Merhaba sevgili meta faşisti oruspu çocukları ve dünyanın en iyi insanları, bugün kimi kullandınız lann?
Azad abiyi özleyeceğim, çünkü o gerçek bir insandı. Bilmiyorum Azad abi kötü bir insanda olabilir, ama en azından eskimiş bir resim. İyi insanları seviyorum, eskimiş resimleri daha çok seviyorum. Biraz anksiyete, biraz obsesif ve birazda gastrit olmaktan bitap her şey. Birilerine patik ve eşarp hediye etmeyeli hayli bir zaman oldu.
Tiştên bi vî awayê hinekî ecêb in, her wiha bêriya wan tiştên ecêb dikim. Belê qet nebe min ev dît. Nizanim, divê hinekî matmayî bimînim. Hinekî zîz. Hinekî aram.
Çocukluğumun sokaklarına bakıp bakıp pantolonumu dikerken Schrödinger’in Kedisi ile taşranın protest çığlığını duyuruz. Uğur abi halkın desteklediği barbarlığın adı demokrasi midir? Anlatacak hiçbir şey olmadığı zaman kelimeler birbiri ardına müsrifçe dizilir.
Pilli sigaramı her şarja taktığımda on beş aralık sokaklarında kana bulanan ayaklarıma; ninniler söyleyip kitaplarımı izliyorum. Yeri temizleyen kan’a her defasında nas ve ihlas okuyurum. Ağlarken an/sızın yüzüme sabi yüzlü bir çocuğun yüzü çarpıyor, elbet bunlarda geçecek diyor. Rüyalar kabuslarla akraba olduğundan beri hiçbir şey geçmiyor, çünkü altı kurşun yarası var üzerimde. Pahalı olan şeyler var üzerimde… Her şey çok pahalı. Her şey… Merhaba Arjîn, dünya hâlâ biraz dargın ve umarsız. Yeteneksiz şairler hep dalgın. Melikoo uyumam lazım hemen, Melikoo uyu… Bir kerede uyumayız genellikle, parça parça uyuruz.
Merhaba tanışırsak benden nefret edebilirsiniz. Bir sarkacın çarpazından düşüyorum dünyaya. İlkbahar, yaz, sonbahar, kış. Sol bileğinde kiraz çiçeği dövmesi olan Erhan abi de hoş insan. Antalya’nın serin bir gecesinde alnımın secdeye değdiğini hissettiğim an Van Gogh’un kesik kulağını vaftiz ettim. İnsanların gözlerinin içine bakıp içinde hiçbir şey olmadığını gördüm. Erhan abide gördü sanırım… İnsanlar, eşyalar ve hafızalarda silinen güzel fotoğraflar birbirine kırgın. Herkes dargın, kırgın, dalgın…
Birilerini yakından tanıyınca içinize siniyorlar herhalde. Hiç gitmiyorlar. Silik ve parçalı gözlerle gözlerimin önünde gelip geçen silüetlerde arıyorum kendimi. Bazen çöpün etrafına bırakılmış eski bir elbisede, bazen soğuk otogarlarda ve bazende hiç tanımadığım birilerinin terk edilmiş çok eski plastik saç taraklarında. İçimde bir yerlerde zenci olduğu için kendi ile sonsuz övünen bir beyaz ağlıyor. İnsanlar çok hızlı doğuyor, çok hızlı büyüyorlar ve bir türlü ölemiyorlar. Melikoo gecenin 4:19’da sınırsız saçmalayabilir.
Ceplerimde biriktirdiğim bazı animist ve çok tanrılı dinleri çamaşır makinasında unuttum. Onları bekliyorum. Islanmış Tanrılar yeterince saygı uyandırmıyor olabilirler. Kuzey kutbunun en derin çatlaklı buz denizinin dibinde ellerinde camdan mızraklarla yürüyen Erich Fromm ve Frantz Fanon pisik analizin tandır ekmeğine benzediği konusunda hemfikirler. Giyotini medeniyetin sembolü olarak gören Fransız entelektüel, bileklerini keserken baba oğul ve kutsal ruha asimle edilen aç çocukları anlattı. Şeker kız Canndy ve Albert Camus’un gözlerine gözlük takan ben değildim. Bazı şeyleri anlamak gözlere keder doldurur. Faruk abi de bazen gözlerine bir şeyler dolduruyor. Aslında bazı şeyler sanıldığı kadar masum değil. İnsan tamamen yalnız kaldığını fark ettiği an ruhunun kuytularına floresan lambalar yakar. Bizim gibi insanlara yazmak dışında hiçbir şey kalmadı. Gözlerimiz toprakla konuşurken bize ellerimiz ve kelimelere ihtiyacımız olmadığını söyledi. Faruk abi… Faruk abi, ses ver uyudun mu? Faruk abi… Faruk abi ben yarın gidiyorum. Faruk abi Pavlov’un köpeği radikal bir katolikmiş. Faruk abi.
Akıl hastahaneleri ve mezarlıklar dünyanın en nezih yerleri.