Elimi uzatsam, tutsa, sanki kapanacaktı aramızdaki tüm uçurum.
Eğilip fısıldasaydı kalbindeki nağmeleri kulağıma belki de bu hikâye böyle yarım kalmayacaktı.
Ama o sustu, ben sustum. Biz sustuk, biz sustukça uzaklaştık, uzaklaştıkça aramızda ki uçurum daha da büyüdü. Çok sonra fark ettim aramızda uçurum dediğim şey bir şehir, bir ülke değil bir dünyaymış. Hayata farklı pencerelerden bakmak demeyelim de farklı dünyalardan bakıyormuşuz. İnsan hiç kendi dünyasına ait olmayan birini sever miydi ? Sevse bile mutlu olur muydu ?
Bu kadar şey düşünmek bile ne kadar yorucu değil mi ?
Peki ya sevgi ? Sevgi tüm bu yaşananların, farklılıkların, uçurumların neresindeydi ? Sevgi tam olarak nerede durmalıydı ? Bizi hiç anlamayan,bizim dünyamıza ait olmayan insanları sevmek bizi üzmez miydi ? Ya da hiç anlaşılamadığımız insanların dünyasına girmeye çalışmak sevgimizi yormaz mıydı ? Bizi kırmaz mıydı ? Kırıla kırıla tüm bu yol biter miydi ? Peki ya gerçek sevgi tüm bunları yener miydi ? Yoksa yeniyor gibi gözüküp yorulur muydu ? Bir sürü soru işareti oluştu değil mi zihniniz de ?
Bence farklı dünyalardan olduğumuz insanları sevmek de tam olarak böyle; karışık, zor, yorucu…
Çünkü farklısınız, farklı dünyalara aitsiniz, birbirinizi anlayamıyorsunuz. Peki bu kadar zorluğa, yoruculuğa, anlaşılmazlığa sevgi ne kadar dayanır ? Belki de çok sevdiğimiz için farkına varamıyoruz çoğu zaman ama sevgimiz de yorulur kendi dünyasına ait olmayan birini sevmekten… Sizin dünyanıza ait olmayan bir insan sizi anlayamaz üzgünüm ama anlayamaz. Belki sizi çok sever hatta siz de onu çok seversiniz ama sevginiz yorulur, yürüdüğünüz bu yolda çok yıpranırsınız ve birbirinizi üzmekten öteye gidemezsiniz.
Şöyle düşünelim biraz da, bir çiçeği alışık olmadığı, ait olmadığı toprağa ekerseniz o çiçek büyür mü ? Keşke büyüse, keşke sevgi de her şeyin üstesinden gelse. Farklı dünyalara ait olan insanlar için ortak bir dünya oluşturabilse. Çocukken eski türk filmlerini izlediğimde şöyle repliklere denk gelirdim hep;
“Biz ayrı dünyaların insanıyız, birlikte olamayız.” Çocukluk işte, çok üzülürdüm fakat çok saçma bulurdum, hep şey derdim o çocukluk halimle kendime “Birbirini seviyorlarsa farklı dünyada yaşasalar ne olur ki ? Sonuçta birbirini seviyorlar.”
Büyüyünce anladım, sahiden çocukmuşum…
Didem madak tadında okudum
Teşekkür ederim
Severek okudum, çok anlaşılır ve akıcı satırlardı.Yureğinize sağlık 🌸
Yüreğine sağlık canım benim serabımm 🌸