Hicran yelleri esiyor kalbimdeki matemde,
Geçmiyor zaman bu dört duvarla sarılı meskende,
Geçmişin bekçisiyim mantığım beni ters etse de,
Üstelik hala bekleyişteyim bir ağacın gölgesinde.
Sancılarla çevriliyken ruhum hislerimin hapsindeyim.
Ne kadar kaçsam da terk etmiyor içimdeki eksiklerim,
Birkaç dizede gökteki yıldızlarla buluşur gözlerim,
O an geldiğinde namlu göğsümde, elimde karanfilim
Bir gün açılır kapılar o ıssız, umut dolu diyarlara,
Vadesi dolduğunda bilmem bendimden nasıl geçeyim.
Hırçın bir uçurtma gibi esen yele takılır kelimelerim,
Altını çizdiğim her bir noktada kanar sözlerim…
Üstümde güneş yakıp kavurur dilek dolu dallarımı
Her ne kadar inanmasam da bırakmadım bağlamayı,
Gökteki yıldızlar penceremdeki gülüme muhtaç iken,
Dipsiz kuyum ve kör talihim bunca yıldır neredesin ?