Yolcu, doğdu ve bir nehir kenarında büyüdü.
Varoluş suların kendini büyüttüğü yerdir.
Nergis kokusunun bulutları heyecanla sardığı yerdir.
Kırık dünyaya inat kötülerle savaşacağız.
İnsan varlığın aynasıdır.
Yolcu, doğdu ve bir gölgenin dibinde dinlendi.
Yaşam gözlerini kapatmayan bir perdedir.
İçinde mücadeleye devam et! Sesleri barındırır.
Zaman, mevsimler gibidir geçme özelliği vardır.
İnsan hep bulutlara bakmalıdır.
Çünkü bulutlar içimizi açar.
Varoluş ruhu saran bir sancıdır.
Yolcu, doğdu ve kendini kırık dünyaya bıraktı.
İnsan yeryüzünün kalbinde oturan bir nergistir.
Var olarak dünyaya koku yayar.
İnsan, kırık dünyaya karşı umudunu dimdik ayakta tutan Marcovaldo’dur.
Yolcu, doğdu ve kırık dünyayı tanıdı.
Gökyüzünü kuşların sardığını gördü.
Zaman, sadece acıları uzaklaştırıyordu.
Unutmak diye bir şey asla yoktu.
Yolcu, kırık dünyanın rüzgarında savruldu durdu.
Ruhunda varoluşun izleri yankılandı.
Var olmak tabiatta, ruhta var olmak
İnsan, kül olunca var mıydı?
Ya da ruhu ikileminin kucağında sallanırken var mıydı?
Trenler hüzünle geçerken;
Savaşlar olurken
Şehri yalnızlığı boynumuza vururken
Varoluşun senfonisi mektup getiren trenlere benzediği zaman
Yolcu, kırık dünyanın rüzgarında savruldu.
İnsan, üzülmeye meyilli bir varlıktır.
İçimiz dışımızın aynasıdır.
Bize kim olduğumuzu söyler.
Kim olduğumuzu ve yıldızlı bir gecede nereye gideceğimizi.
Editör Yorumu: Sevgili Songül kaleminize sağlık.
*İnsan, üzülmeye meyilli bir varlıktır.
İçimiz dışımızın aynasıdır.
Bize kim olduğumuzu söyler.
Kim olduğumuzu ve yıldızlı bir gecede nereye gideceğimizi.
Cok teşekkür ederim. Kalemimiz hiç susmasın.