SORU 1 : ECMEL İS KİMDİR? KISACA KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

1987 Nazilli Aydın doğumluyum. Sporcu ve eğitmen bir anne babanın tek çocuğuyum. 5 yaşında Mersin Devlet opera ve balesi çocuk korosunda müzik ile tanıştım. 2001 yılına kadar çocuk korosunda korist olarak konser ve eserde bir çok rol aldım. 2001 yılında Mersin üniversitesi Devlet konservatuvarında Obua bölümünü kazandım. 2003 yılında Hacettepe üniversitesi Ankara devlet konservatuvarı sahne sanatları opera bölümü sınavına girerek eğitimime Ankara’da devam ettim.

SORU 2: HERKESİN BİR HİKAYESİ HEPİMİZİN YOL ALDIĞI BİR HİKAYESİ VAR. BU HİKAYE BİR YERLER DE BAŞLAR. ECMEL İS OYUNCULUĞA NE ZAMAN BAŞLADI? BU HİKAYE NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Çocukken Ankara’da yaptığımız temsillerde sahne üstünde olmak bir rüya gibiydi benim için, çok değerliydi. Mersin de tiyatro alanındansa opera alanında kendini daha geliştirmiş bir şehir de Enstrümancı olarak kalmak istemediğimi ve sahne üstünde bir alanda ilerlemek istediğim için daha iyi bildiğim daha doğrusu seyirci olarak bile tiyatro konusunda çok fazla bir deneyimim yoktu. Müzik çok daha kıymetliydi. Opera o zamanlar benim için oyunculuktu. Sonra Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarında eğitimim başlayınca tiyatroyu oyunculuğu daha yakından tanımak istedim.

SORU 3: Sizce devlet tiyatrosu mu, yoksa özel tiyatro mu? Hangisi size daha cazip geliyor? Hangisinin avantajları daha fazla?

Devlet tiyatrolarının da özel tiyatronun da farklı avantajları var. Devlet tiyatroları işimi öğrenmeme, eğitilmeme katkı sağlayan yer. Özel tiyatro da işimi devam ettirdiğim yer.

SORU 4: Devlet tiyatrosu maceranız nasıl ve ne zaman başladı? Bu işlere başlamanız için sizi ne tetikledi? Ve en sevdiğiniz üç tiyatro oyuncusunu sıralayın dersek ilk üçte kim olur?

 

Devlet tiyatrosu maceram 2008 yılında hem okuyup hem çalışarak devlet tiyatroları seçmelerine girdim ve kazandım. 2009 yılında Bozkurt Kuruç hocamın beni izlediği ve beğendiği bir oyunda beni başka bir oyuna seçmesi ile bu maceram başladı ve 9 yıl sürdü. O kadar kıymetli hocalardan ders aldım ki ve öyle büyük tiyatrocular var ki bunları ilk üç ile sınırlandırılmam imkansız.

SORU 5: Tiyatroda üst ast ilişkisi var mıdır? Siz hiç böyle bir durumla karşı karşıya kaldınız mı?

Tabi ki üst ast ilişkisi var. Ve ben bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sahne de, okul da ve yaşamda da üstlerimin tecrübelerinden çok şey öğrendik ve öğreniyoruz. Ben ne öğrendiysem benden büyüklerden öğrendim.

SORU 6: Tiyatro da kötü oyun var mıdır? Oynadığınız veyahut izlediğiniz herhangi bir oyunda bu kötü bir oyundu diyebileceğiniz bir oyun var mıdır?

Tiyatro da maalesef ki kötü oyun var. Ve ne kadar iyi oyuncu olursa olsun bazı textleri oynayanlar da kurtaramıyor.

SORU 7: Bir dönem müzik öğretmenliği yaptığınızı biliyoruz bu süre zarfında tiyatrodan hiç uzak kaldınız mı? Ve müzik öğretmenliği yapmanıza sebep neydi? Özel değilse bizimle paylaşmak ister misiniz?

Tiyatro oynamak için gittiğim Kıbrıs’ta dizimin sakatlanması sonucunda oyunlara çıkamadım. 1 sezon ara vereceğim diye başladığım öğretmenlik maceram her yıl sona ermesini istememe rağmen çocuklara olan sevgimden 5 yıl boyunca sürdü. Ve şu anda da tamamen kopabilmiş değilim. Çocuklara piyano ve drama dersleri, yetişkinlere ise nefes ve şan dersi vermeye devam ediyorum. Çocuklara, yetişkinlere bilgilerimi aktarabilmek ve yeni nesile bir şeyler öğretmek için her zaman gündemi, yeni metotları takip edip, kendini geliştirmen gerekiyor. Öğretirken öğreniyorum ve o yüzden eğitmenliğin çok kutsal olduğunu düşünüyorum.

SORU 8: Yaşınız çok genç ve siz bu genç yaşınıza rağmen çok güzel işlere imza attınız. Yakın zamanda kendinizi nerede görüyorsunuz?

Bence öğrenmenin yaşı yoktur. Hele de bizim meslek grubunda öğrendim bitti diye bir durum söz konusu bile olamaz. Ölünceye kadar öğrenecek yaşayıp tecrübe edecek daha çok yolum olduğunu düşünüyorum. Ve kendime belirlediğim hedefim bir yıl önceki yıla göre en az bir basamak üstte olmak iste en büyük hedefim budur.

SORU 9: Bugüne kadar oynadığınız roller de size bu bana göre bir rol ve oyun dediğiniz oldu mu? Ve tabiki en sevdiğiniz rolü ve oyunu sormak istiyoruz. İçinizde uhde kalan bir rol, oynamasaydım dediğiniz bir durum oldu mu?

Oynamasaydım dediğim değil de eşit tutarsam diğer oynadığım rollere haksızlık etmiş olurum . Ama en severek oynadığım rolüm feminist ‘Aslı ‘ idi. Pandemi şartlarından dolayı oyunu doya doya oynayamadan rafa kaldırdık. Açıkçası daha fazla oynayıp, daha çok insana bu oyunu ulaştırmak isterdik.

SORU 10: Sahne de kendiniz de en sevdiğiniz özellik nedir? Ve en sevmediğiniz özellik nedir?

Kendim de en sevdiğim özellik bir aksilik olduğun da seyirciye hissettirmeden partnerime gözlerim ile bakarak her şeyi ona anlatabiliyorum. Ama bu özelliğim bazen karşımda ki partnerimi de panikletebiliyor bunu da sevmiyorum

SORU 11: Yeni kuşağa, sizin gibi sanat ile uğraşan gençlere tecrübelerinizden yola çıkarak nasıl öneriler de bulunursunuz?

Kitap okumaktan ve oyun izlemekten asla vazgeçmesinler. Oyunları izlerken ben olsam daha iyi oynardım demesinler. İzlemek ve oynamak arasında çok fark olduğu gibi oynamak için de bol bol İzlemek gerekli. Ve hiç bir vakit ben oldum bitti demesinler.

SORU 12: Son soru olarak şunu sormak istiyoruz. En son seksenler dizisin de rol aldığınızı biliyoruz buradan yola çıkarak tiyatro sahnesinde olmak mı zor? Yoksa dizi de oynamak mı? İkisi arasında ki fark sizce nedir?

Bence tiyatro yapmak daha zor. Çünkü sahnede her an mental olarak hazır olmalı, sahne supleksnin yüksek olması ve algılarının tamamen açık olması gereklidir. Kamera önünde hata yaptığında telafisi tekrar ile sağlanabiliyor. Ancak tiyatro sahnesinde bunu kendin başarmak zorundasın. Ama ikisinin de ayrı ayrı hissettirdiği duygular ve heyecanlar var. Sanat iyi ki var ülkemiz de sanata ve sanatçıya daha çok destek verilmeli. Çünkü sanat iyileştirir. Kalbi güzelleştirir.

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
1
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

3 Responses

Bir yanıt yazın