Kadın taksiye doğru koşar adımlarla yürüyordu. Adam tam arkasında nefesi tüylerini ürperterek yaklaşıyordu. Kadının o an tek düşündüğü şey o kahrolasıca taksiye yetişebilmek ve yıkık şehirden uzaklaşabilmekti. Ölmeden oradan, ardında ki pis nefesten kaçıp gitmek… Adını bile bilmediği bir çok insanın uğradığı o mağdur edebiyatına o da yakalanmak istemiyordu. Kaldırım da iki seksen yatmamak içindi tüm çabası.
Oysa bu sefer başka olur diye başlamıştı bu ilişkiye, yine olmadı. Yine gitti dünya da ki en dengesiz, saygı yoksunu adamı bulup seçmişti. Şimdi ise kaçıp gidiyordu, bu sahte adamdan. Ama asıl kaçtığı O’muydu? Yoksa kendisi miydi? Çünkü ilişkiye başlarken bunaltıcı derecede ki kıskançlığı, çaresiz bir adam olduğunu zaten biliyordu, ne değişmişti?
Peki kadın, yeterince dürüst müydü ilişkilerin de? Önce kendine dürüst olmalı ve bu soruyu cevaplamalıydı.
Kadın düşündü, düşündü sigarasından bir fırt çekti, dumanına baktı ve uzunca bir sessizlikten sonra doğru cevabı buldu. Artık bunu kendine itiraf etmenin zamanı gelmişti. Hayır değildi. Ne kendine, ne de dost, arkadaş, sevgili kim varsa hepsine karşı doğruyu söylemiyordu…
Yalan hayatının bir parçası olup çıkmıştı. Ve bunun sorumlusu ne bir kadın ne bir adamdı. Kendine eziyet eden de O’ydu. Belki yalan söyleyen bir aile de büyümek buna sebep olmuştu. Tatlı, küçük yalan adı altında söylenen bir avuç karmaşa hali, güvensizlik sorunu onu bu hale sevk etmişti. Ve o da her şeyi bir yalan ile çözmeye çalışmıştı, şimdilerde.
Sonra birden duraksadı kadın ona bu yalan ile yaşamayı kim öğretmişti? Kimseye güvenmemeyi? Cevap ap açık karşısın da öylece duruyordu. Kalbi dondu adeta aklına gelen cevap ile durdurdu taksiyi düşünmeden koşar adım, parayı bile ödemeden indi arabadan ve çıktı Galata Kulesine. Işıklar kör etmişti gözünü ve kalbini. Oradan öylece bıraktı kendini aşağıya…
Yaşadığı bu iç karmaşa, yalnızlıklarla dolu yaşam, yaşamak mıydı? Yalanlara sığınmak, mutluluğu hep başka kollar da arayıp yine aynı bataklıkta boğulmak? Böyle yaşanmazdı, o da öyle yaptı. Aşıklar ile anılan Galata’dan bir yalan çıktı. Peki şimdi bu kadının intiharından kim sorumluydu? Kendisi mi, yoksa yetiştiği yalan dolu çevresi, ailesi mi?
Bir yaşam sona erdi ve biz bunu hiç öğrenemedik! Asıl yalancı kimdi?
Bir iç hesaplaşmayı harika anlattınız Dilara hanım. Kaleminize sağlık.🙏
Teşekkür ederim Volkan Bey🙏😊
👏🏻👏🏻👏🏻