Ben diyeyim Zübük,Tatlı Betüş; siz deyin Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz ya da Gol Kralı…Mizahi üslubuyla tanıdığımız,akıllarda sivri dili,eleştirel üslubu ile yer edinmiş modern Türk edebiyatının kara mizah ustası . Hatta kimilerine göre belki de yaşadığı döneme kıyasla ağır eleştirilerde bulunmuş zaman zaman cezaya çarptırılmış kendi deyimiyle çok fazla kitap yazdığı için “boyu kadar kitap yazan” kıymetli yazar.Bu ifadeyi kendisi 110’dan fazla kitap yazdığı için kullanmıştır. Hatta bir cümlesinde “Bugüne kadar 110 kitabı yayınlanmış bir yazarım. Her yapıt bir çocuk sayılırsa ,şimdilik 110 çocuk babasıyım. Bu çocukların içinde sakat doğanlar,geri zekalı olanlar da olabilir.” diyerek sivri dili ve eleştirel üslubu ile tanıdığımız yazarımız eleştiri de ileri giderek kendisini bile açıkça eleştirmiştir. Öykülerinde genelde halktan kişiler seçmiş olup Türk toplumunun ahlaksızlıkları,iki yüzlülüğü ve ahmaklığı çarpıcı ve ironik bir şekilde verilir. Sokak ağzı ve argo kullanmaktan kaçınmayan yazarımız seçtiği karakterler aslında benzer olup genellikle dolandırıcı,yalancı ve sahtekardır. Eserlerine gelecek olursak yazarımız çok üretken bir yazardır fakat üslubundan kaynaklı zamanında da şimdi de yeterince değer görmüş,önemsenmiş bir yazar olduğunu düşünmüyorum açıkçası.Bunda da eleştirel üslubunun payının çok olduğunu düşünüyorum. Kendisi çok üretken bir yazar olduğu için zaman zaman bu üretkenliğinden dolayı eleştirelere maruz kalmıştır. Fakat hazır cevap,sivri dilli yazarımız buna da bir cevap verir “Bugüne dek iki bini aşmış hikaye yazmış olmama şaşırıyorlar oysa bunda şaşılacak bir şey yok.Geçindirmekle yükümlü olduğum bir ailem,on iki kişi değil de yirmi kişi olsaydı dört binden çok hikaye yazmak zorunda kalacaktım.” diyerek aslında bu yazma hırsının altında geçim sıkıntısı olduğunu kendisi de itiraf eder. Ama bu hep böyle değil midir zaten ? Yazarlarımızın çoğunun büyük bir geçim sıkıntısı çektiği de su götürmez bir gerçek. Örneğin Peyami Safa geçim sıkıntısıyla eserlerini yazarken Server Bedi takma adını kullandı ya da Kemal Tahir geçinebilmek için Mayk Hammer’ ı (Mike Hummer) yazdı. Maalesef Türk toplumu olarak çok okumadığımız için yazarlarımızın da kıymetini bilmiyoruz ve birçok yazarımız kıymeti bilinmeden ne acı ki hayata veda ediyor. Sayısız eserini okudum Aziz Nesin’ in bir çok şiirini okudum bir tane şiiri var ki beni derinden etkileyip bende oldukça iz bıraktı :
ANNEMİN ANISINA
Bütün anneler annelerin en güzeli
Sen en güzellerinin en güzeli
On üçünde evlendin
On beşinde beni doğurdun
Yirmi altı yaşındaydın
Yaşamadan öldün
Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum
Bir resmin bile yok ben de
Fotoğraf çektirmek günahtı
Ne sinema seyrettin ne tiyatro
Elektrik ,havagazı ,su ,soba
Ve karyola bile yoktu evinde
Denize giremedin
Okuma yazma bilmedin
Kara peçenin arkasından baktı dünyaya
Yirmi altı yaşındayken
Yaşamadan öldün
Anneler artık yaşamadan ölmeyecek
Böyle gelmiş
Ama böyle gitmeyecek
Annesini veremden kaybeden yazar uzun süre bu acının etkisinden çıkamamıştır.b Bunda babası savaşta iken annesinin dişini tırnağa takıp çalışıp didinip oğluna bakmasının etkisi olduğu muhakkaktır. Sayısız eserini okuyup incelemişimdir ama bu şiiri sanki benim içimde yanık bir türkü tutturmuş içli içli sızlatır yüreğimi. Annesi için yazdığı şiirde bile toplumdaki aksaklığa göz kırpan yazarımızı saygıyla anıyorum.
Kaleminize sağlık
Teşekkür ederim hocam