Sevgili Heja;
Zamanın nehrinde kimi virajlarda duraksıyor ve bir nefes de olsa alabiliyoruz. Bu vakitlerde bazı yerler çopçorak bazı yerler yemyeşil ve hemen eteğinin püsküllerinde kimi zaman gür kimi zaman naif bir su damlacıklarının çeşitli adlarla isimlendirdikleri sular akar. Çoraklara bakınca bin bir enva-i duyguya kürek çekebiliyor insan. Yeşillere bakınca da efil bir esinti yol alıyor ciğerine insanın. Aniden dalıp gidebiliyor ta ki bu virajlardan biri bitip sonraki gelince tekrar gömülüyor duygular insanın yüreğine. İşte böyle bir zaman dilimindeyiz:
Bayram:
Esenliklerin gamzende çiçekler açması dileğiyle, Mühür Gözlüm, Zarif Yürekli Gamzeli Kadın.
Sesler kanat çarpıyor dört bir yanımdan. Hava serin ve kapalı. Ve sen yabancı bir beldenin göz bebeklerinde yabancısın. Belki bahtiyarlığımın zirvesinde bu kelimelerden habersiz bayram sabahında hazırlıklarla meşgulsün. Berhudarlığın evinde ol bu kâfidir. Şair Ahmed Arif veya Franz Kafka değilim lakin mürekkep dokumaya çalışan çöl bir bezirganım her fiiliyatın evvelinde ve ahirinde. Onların Leyla’sı ve Milena’sı varsa sen de bir yerde kelimelere mana katan Heja’sın.
Günler birbirini iterek yaşamaya tutunuyorlar. Kim bilir belki özleminden olsa gerek, huzursuzlukları; ellerinde, yüzlerinde, gözlerinden tel tel dökülüyor. An geliyor ki saniyeler yıllara değil yüzyıllara tekabül ediyor. Aramızda mesafelerin bulunması dünyadaki beni, yakıp kavuran közün küllerinden rüzgarla savrulanın diğer adıdır.
Mahir Gözlüm,
Seni anamadığım günün adı sonbahar yaprakları gibi tek tek düşüyor dallarından. Hüznüm zaman zaman Everest’i küllere çevirecek büyüklüğe güce erişebiliyor. Bu kelimeler yekpare bir tek tel saçın için dökülüyor diye; kalem, mürekkep, parmaklarım, gözlerim, kalbim bahtiyar oluveriyor. Bu arada tam karşımda, yaşını bilmediğim, bilemediğim çam ağacı duruyor ve kozalaklar sanki Neşet Ertaş’ın dediği gibi “Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Gönülden gönüle gider” eşlik ediyorlar kalemin ucuna.
“Seni anamadığım günün adı sonbahar yaprakları gibi tek tek düşüyor dallarından. Hüznüm zaman zaman Everest’i küllere çevirecek büyüklüğe güce erişebiliyor. ”
Yüreğinize sağlık 👏👏👏
Çok teşekkür ederim Gönül Hanım. Yüreklere dokunabiliyorsak ne mutlu ki bizlere.