Bacaları ufka dönük
İçlerinde bir hüzün,
Avuçlarında çiğdemli yama.
Sayılı günler hapsolunur is’e;
Kenarları işlemeli mendillerde saklı
Sevilenlerin endemik hasreti.
Ağırlaşır gözlerin kamburu
Beşinci mevsimin ayları geçer nedensizce!
Köze yamulur eller
Bir ceylanın yavrusunu korurcasına.
Göze, aşinalığı çekilir hatıraların
Zamanın durduğu;
Yeşilimsi,
Kubbemsi…
Tarihe şahit çınarların gölgesinde.
Bembeyaz teli savrulur pusun üç harfi;
Beynine, gönlüne, eline.
Tam da ketum mevsimi,
Alem içinde bir alemin doğumu var,
Donuk yaşların silikleşen sözcüklerinde.
Umulur ki misafiri olsun;
Nam-ı duyulmayan mevsimler
Kavuştakların sımsıkı sarılmalarına.
Lapaların hayatına
Girdaplar ülkesindeki özlemler uyusun!
Sinsin ellere soğuk sirenler,
Bahtiyarlığa kanat çırpsın
Avare yakamozlar!
Baharın nefesinde;
Tomurcuklanan dalların,
Mevsim mevsime dayanır,
Sararır yapraklar,
Issızlığa bürünür yaylalar,
Yavrusu doğar hazanların!
Sinede demlenir çiğdemli çaylar.
Göz, gönül gider
Vurgunların kurbanına!
Çay, dağ, yaylaklarda
Koku tohumları kalır.
Cefakâr sandukaların oyuklu işlemelerine
Bütün naraların unutulsun,
Katmerli bakışlarının kirpiklere isyanı.
Bülbül nidaları süsler rüyaların
Fıratlı köşelerini,
Ayların ayak direnmelerine
Leyleklerin bakışlarında,
Dinsin camlarının buğusu.
Hilallerin pervazlarında
Sönük öpüşlerle dirensin kuğular,
Her sönen zeytinin yaşında!
Ey yâr!
Mavi kozalaklar,
Düşlerinin yangınlarını körüklesin
Ürpertiler ellerindeki Venüs’ü parçalasın
Sol elinin yanıkları çiğdem koksun.
Kaleminize sağlık 🙏
Çok teşekkür ederim.