Huzursuz edecek kadar bir sağırlık vardı etrafta. Ben daha önce böyle bir sessizlik yaşamamıştım. Ne olduğunu anlayamıyordum. Sanki şehir susmuş, nefes almayı bırakmıştı. Derken gök gürlemeye, fırtına şehri ele geçirmeye başladı. Bu yalnızlığı sadece o bastırabiliyordu. Ve bardaktan boşalırcasına yağan yağmur suskunluğu bozmak için adeta yakarıyordu . Aklıma gelen ilk şey bir şehrin vedaya isyanı olduğuydu. Bir şehrin haykırışı, gitme deyişiydi. Senin yapamadığını o yapıyordu.

İçimde kopan fırtınanın dışa vurumu gibiydi yaşadıklarım. Ne denli zordu insanın doğup büyüdüğü yerden kopması, artık aynı havayı teneffüs edemeyecek olması. Ne feci, ne acı bir histi. Yine de gitmeliyim, gidebilmeliyim yeni başlangıçlara, arkadaşlıklara ve aşka… Nereye kadar kaçabilirdim bu yalnızlıktan? Çünkü sen varken yok olandın.

Giderken düşündüm. Yüreğimin sırlar şehrinden ayrılmak zamanı kaybetmek gibiydi. Ama unuttuğum bir şey vardı aklıma geldikçe beni yaralayan. Sen benim için zamansızlığından zaman yaratmış mıydın? Kayıp ömrün aşıklarıyken beni, bizi uzaktan izlememiş miydin? Şimdi ne oldu da ben giderken yas tutuyorsun? Saksı da ki çiçek bile suladıkça, vakti geldiğin de gül açar. Kırmızılığını sana aşk diye sunar.

Şimdiler de düşünüyorum da önceleri akıp giden zaman beni alır götürürdü artık taşlaşmış hasar görmüş o zamanı ben sırtımda taşıyorum. İşte kendimi öyle yorgun hissediyorum, sayende! Halbuki ben senin düşmekten korktuğun o uçurumun dibindeyim. Paralel bir evren de sıkışıp kalmışım da hiç bilmediğim bir boşluk içinde savrulurken kaybettiğim zamanı arıyorum. Sahi zamanı durdurabilir mi insan? Ya da sen artık zamansızlığıma çare olabilir misin?

 

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

Bir yanıt yazın