Bütün aykırılıklar elife sığındı.
Nehirler bulanık,
Nefes sırma hırıltısı,
Yol uzun, çoraklı…
Su yutuyor;
Esrar,
Yangın,
Okyanus,
Yol,
….
Gönül müşkülleri, kederlidir.
Ah HEJA!
Aylardan sonbahar,
Yükseklerde uçar kuşlar,
Kuşun kanadında hüzün dökülür.
Küller deste deste gömülür toprağa!
Ne çok dokundu;
Gözlere,
Ellere,
Ayaklara,
Seller yuvalarından değil gönülden akar,
Aslını yitirmiş çağlayanlar misali.
Çok aktı gözyaşı!
Durun!!!
Bulanıklığa gelmez bu çilehane!
Yasemin gölgesinden bellidir
Ayakların bin yıllık yorgunluğu,
Kayar altından killi topraklar
Yokuş başlarından.
Köpükler cephe gerisi,
Yay gibi gerildi ardına
Uzayıp, daralıyor harman.
Ah heja,dizelerin sade kelimelerle geleceğe ışık tutar misali….Kalemin daim olsun hocam
Heja, vakitlerin en güzeli ve en dehlizlisi… Çok teşekkür ederim Hocam
Okurken yazmayı nasil özlediğimi fark ettim. Yüreğiniz dert görmesin. Harika olmuş.
‘Ah Heja’ 👌👌
Herkesin yüreğinin bir yerinde meşum bırakılmış yegane fısıltılar mevcuttur. Temennimiz çiçeklerin var olmasından yana olsun. İlhamınıza kaynaklık edebiliyorsak ne mutlu ki bize Hocam.
Hejanın varlığı; terk edilmiş duygular banklar misalidir.