MAYISIN ONYEDİSİ

Babam ‘a, Benim bayramım senin toprağına sarılmak Benim baharım; Senin sonsuzluğa gittiğin mayısta buruk, Benim bayramım senin toprağına sarılmak babam. İğdelerle,eriklerle senin sevdiğin şeyler de teselli bulmak. Öğrettiğin gibi dimdik durmak, Hayatı yaşama cesareti gösterebilmek. Mayıs göğünde yağmurlar var, Gözyaşlarıma karışıp toprağa vuran. Benim baharım, mayıs yağmurları. Benim baharım, iğdelerin kokusu. Benim baharım, papaz erikleri. […]

GECENİN HEDİYESİ

İki güvercin geldi kondu, Düşünürken seni, Şeftali çekirdeği kadar bile olsa Aşkına razıydım oysaki. Yürüdüm uzun uzun, Yürüdüm düşündüm. Plaklı Figüran kapanmasa doğruca gider, Çalan şarkıyı sana armağan ederdim. Duvara asılı resimlerdeki Türk filmi yıldızlarına seni anlatırdım. Dört yapraklı yonca bana hak verirdi, dönüp gelirse barış diye fısıldarlardı. Onlar çünkü her filmin sonunda barışırlar ya […]

ANADOLUM’A

Anadolu insanı olarak acıya mı yazgılıyız, Allahım; İnsanoğlunun yazgısında ölüm var biliriz bilmesine de Ancak insanlıktan, liyakatten nasibini almamışlara öfkem büyük! Anadolu, kadim topraklarımız Genci, yaşlısı, çocuğu, kadını erkeği bağrında yaşarız Türküler yakarız, acımızı en iyi anlatmanın yolu bu olur bazen Çileli Anadolu’m kadim Anadolu’m En son yaşadığımız acı yüreklerimizi dağladı, yitti canlar… Ne desek […]

DON MİGUEL RUİZ ‘İN DÖRT ANLAŞMA KİTABI ÜZERİNE

Anlamak ve anlaşılmak çok önemli. İletişimin de temel kuralı zaten beden diliyle, sesle ya da yazıyla kendini anlatabilmek. İletişim süreçlerini anlatmayacağım tabi. Ama bugün içinde yaşadığımız toplumda ne kadar doğru anlıyoruz ya da anlaşılıyoruz. Benim problemim anlatmak ya da anlaşılmak değil diyenler de olacaktır. Ama benim söylemek istediğim çıkarımlar yapmadan anlayabilmek. İşte Don Miguel Ruiz […]

BEKLEMEK ÜZERİNE

Sözlüğe baktığımızda beklemenin anlamı “bir iş oluncaya biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak”. Bu yazımda bende biri gelinceye dek beklediğim anlardan bahsedeceğim. Beklemek, eskiden beklemeleri sevmezdim. Buluşma yerlerine giderken mesafeyi hesaplar öyle binerdim otobüse,” beklemeyi de bekletmeyi de sevmem “derdim soranlara. Kimi beklersem bekleyeyim sevdiğim biri de olsa sevmediğim biri de olsa oyalanacak bir […]

GİDEN  YILA …

İlkokulda yitmekte olan bir yılı öğretmenimiz yaşlı bir dedeye benzetirdi. Ölüm döşeğinde bir dedeye. Gelen yılı ise annesinin karnında doğmak üzere olan bir bebeğe benzetirdi. Öğretmenimizin bu anlatışını her seferinde heyecanla dinlerdik. Giden yıl, gelen yıl sonuçta yılbaşı demekti, alacağımız, vereceğimiz hediye demekti. Çekiliş yapardık. En yakın arkadaşımız çıksa ne güzel olur diye heyecanlanırdık. Kartpostallar […]

YUVARLAK MASADA KARŞIMDA ÜÇ YAZAR

Loş bir koridorda bir kapı açıldı. Kapıdan sızan ışık kamaştırdı gözlerimi. Kapıyı açan eski zaman giyimli bir hanımefendiydi. Tanıdık bir yüz, bir yerden hatırlıyorum; ama nereden? “Hoş geldin.” dedi. Aklım, dantel işlemeli beyaz yaka takmış, siyah uzun bir elbise giymiş, saçlarını topuz yapmış bu hanımdaydı. Bu tanıdık sima kimdi? Zihnimi kurcaladım, çok tanıdık bir yüz. […]

BİR VARMIŞ AŞK YOKMUŞ

Uzun yolculuklar çekiyor içim. Bana dinginlik veren o ülkeye gitmek istiyorum. Gündüzleri çapkın dalgalarının kumsalları öptüğü, geceleri yıldızlara şiirler okuduğu turkuaz denizin sularına bırakmak istiyorum kendimi. Rüzgârlar saçlarımı savursun, ben adım adım yürüyeyim ve bırakayım kendimi denize. Yer ve gök mavi olsun, yerde miyim gökte miyim belli olmasın. Hangi mavi hangisi unutayım.             Sonra bu […]

BABAM’A

  İnsan mayısta ölür mü? Baharda iğdeler açmışken, Mis gibi kokusu dolarken burna. Toprakta, bozkır toprakta papatyalar açmışken İnsan mayısta ölür mü? Bozkırın en güzel mevsiminde Tam hayat yeşerirken Böyle veda edilir mi? Son bakışta gülümsüyordun… Anacığınla dindi mi özlemin, Babana kavuştun mu? İnsan bahar da ölür mü? Mayısta, bahar gelmiş bozkıra. Sol yanıma kor […]