Tükenmiş bir şekilde oturdum bekliyorum kalbimin en karanlık köşesinde… Umuda dair ne varsa yaktılar , söndürdüler birer birer. Üstelik yıldızlar kadar parlak, asuman kadar büyük gibiydi umutlarım. Yıldızlar söndü ben geç gördüm… Kurumuş bir çiçekten nasıl tomurcuk beklersin? Suladım da suladım yüreğimin kurumuş çiçeklerini…

Sonuç?

Umutlarımla beraber ben de çürüdüm. “Bozkırlardaki yalancı lâle şimdiler de yüreğim.”

Şimdi size sıfırı tanımlar mısınız diye sorsam ne saçmalıyor bu diye düşünürsünüz. Ne öğrendim biliyor musunuz bu gün? Sıfırla başlayan cümlelerin birer ihtimal olduğunu, eğer buna maruz kalansan şansının kapının önünden bile geçmediğini ve genelde bu cümlelerin sonrasında sıralanmış tüm zırvalıkları, karşımdaki insan ihtimalleri bitirdiğinde anladım ki sessizliğin içine düşmekten ziyade bizzat temsil ettiğimi. Ne sahiline vuran hırçın dalgalar, ne üzerime yağan yağmur, ne herkesin korktuğu benimse huzur bulduğum gökgürültüsünün bu sessizliğimi bölmeye yettiğini. Yapacak bir şey yoktu. Buna alışmalısın diye düşündüm. Anladım ki dönüm noktası dedikleri zırvalığı ben çoktan kaçırmıştım. Ne diyebilirdim ki kaçırdığım, yaşadıklarım veya yaşayamayacaklarıma selam olsun.

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

Bir yanıt yazın