İçimde başkalaşmış bir memleket telaşı var.
Tuttum seni bütün karanlık gecelerden çıkardım.
Ve gözlerin içimde bir çocuk gibi büyüdü.
Üzerimde acısını bırakmış bir yalnızlık var.
Gözyaşlarımı sildiğin gece yüzüm limon ağaçlarına benzedi.
O zaman kokum her yere yayıldı.
Kaç zamandır kirli bir günün ardından ağlamadım.
Aynadaki yüzüm mavi ve kurak günlere bölündü.
Sen hep üstüme çöken duvarları kaldırırsın.
Tut ve bırakma gökyüzü kuşlarını.
Kelimeler gökyüzüne kuşlarını gönderiyor.
Tut ve bırakma gökyüzü kuşlarını.
Gözyaşlarımı sildiğin gece kalbim onarılmayı bekleyen bir minare gibiydi.
Tuttum her yerde seni haykırdım.
Kentlerde bütün yüzler akşamlaşıncaya kadar tuttum her yerde seni haykırdım.
Yüzün minik bir serçenin kanadı gibi umutluydu.
İçimde senin kalbini yansıtan insanlar yaşıyor.
Güneşin seni getirmediği evler harabedir.
Gözyaşlarımı sildiğin gece yüzüm ay ışığına yansıdı.
İçimde rıhtımların geceye dökülen sesleri var.
Tut ve bırakma kalbimi ikimiz bir araya gelince dünyayı yeniden inşa ederiz.
Gemiler geceye yanaşıyor.
İçime sen kurak günler yerini gül bahçelerine bıraktı.
Gözyaşlarımı sildiğin gece yüzümüz kalbimize yansıdı.
Kötü şeyler zamandan çalınmıştır.
İyi şeyler zamanın koynundadır.
İçimde seni beklemenin telaşı var.
Gel ve sustur uçurumları
Her şey bizimle beraber var olsun.
Gözyaşlarımı ellerinle kurutayım.
Gemiler geceye,
sen, yüzüme yanaş
ikimiz bir araya gelince dünyayı yeniden inşa edeceğiz.