Loş bir koridorda bir kapı açıldı. Kapıdan sızan ışık kamaştırdı gözlerimi. Kapıyı açan eski zaman giyimli bir hanımefendiydi. Tanıdık bir yüz, bir yerden hatırlıyorum; ama nereden?

“Hoş geldin.” dedi.

Aklım, dantel işlemeli beyaz yaka takmış, siyah uzun bir elbise giymiş, saçlarını topuz yapmış bu hanımdaydı. Bu tanıdık sima kimdi? Zihnimi kurcaladım, çok tanıdık bir yüz. Daha önce kesinlikle gördüm; ama nerede? O ise hiç takılmadı şaşkınlığıma.

“Beni takip edin, biz de sizi bekliyorduk” dedi. Eski zaman koridorlarından geçtik. Geniş dar koridorlar, yağlıboya tablolarla doluydu. Hele bir tablo vardı, ruhuma derinlik verdi. Boğaz kıyısında bir konak. Kıyıya çekilmiş bir sandal, sol köşede bir çınar ağacı …Saatlerce o tabloya bakabilirdim, sonsuz saadet…Konağına konuk olduğum hanımın seslenmesiyle o ana döndüm.

” Hadi bekletmeyelim diğer konukları “demesiyle bu kişinin Fatma Aliye Hanım olduğunu anladım.

” Aaa siz” dedim.

“Evet benim” cevabını verdi.

“Kitaplarını okuduğum bu yazarı görmek beni mutlu etti.” dedim.

O ise “Hadi, diğer konuklara ayıp olacak, masada konuşuruz.” karşılığını verdi.

Yemek salonundaki yuvarlak masaya geldiğimizde Adalet Ağaoğlu ve Ayfer Tunç’u karşımda görünce mutluluk ve şaşkınlıktan dona kaldım. Yine Fatma Aliye ‘nin seslenmesiyle ana geri döndüm.

“Lütfen, buyurun”

” Ama dedim bu nasıl olur?”

Adalet Ağaoğlu “İçinde olduğumuz anda her şey mümkün, hadi ama geç otur, seni bekledik”. Ayfer Tunç, yanındaki boş sandalyeyi işaret etti, oraya oturdum.

Fatma Aliye,” sor bakalım sorularını bu davet senin için, hepimizi sen çağırdın. Ben de hepimizi konuk etmek istedim”.

“Efendim şey nasıl olur, kem küm ettim.”

Adalet Ağaoğlu “Hadi; ama evladım zaman dar.”

“Fatma Aliye ‘ye Muhadarat ‘ı ,Adalet Ağaoğlu’na Ölmeye Yatmak ‘ı ve Ayfer Tunç ‘a Yeşil Peri Gecesi romanları üzerine sorular sordum. Öyle keyifle sohbet ediyorduk ki soru sordukça sormak istedim. Üç yıldır tezimi yazamadım, kitaplarınızı okumaktan dedim. Hep birlikte güldük. Hatta üç menekşe aldım, pembe, beyaz ve mor, her birine sizlerin adını verdim. “Hangi renk menekşe hangimiz peki dediler, hep bir ağızdan.” Kahkaha attık.

Ayfer Tunç, şiir okumak istedi, sonra.

” …Masa da masaymış ha

…Adam masaya

Aklında olup bitenleri koydu

Ne yapmak istiyordu hayatta

İşte onu koydu…” Edip Cansever’in bu şiirini okumasının ardından hepimiz alkışladık Ayfer Tunç’u. Sonra da gülüştük aynı masa etrafında toplanışımıza, yazdıklarımıza, hayata. İnanılmaz mutlu oldum. Sonra mı sonra birden uyandım; uyandığıma üzülerek. Ama Tanrı’m bu güzel sohbet nasıl rüya olabilirdi ama…

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

Bir yanıt yazın