O, 6 yaşındaki kız çocuğunun; O, 6 yaşındaki meleğin evlilik adı altında bedeninin istismar edilmesi demek, bu ülkenin şeref ve haysiyetinin ayaklar altına alınıp çiğnenmesi demektir!
-Evet insanlığın şeref ve haysiyeti ayaklar altına alınmış ve çiğnenmiştir. İnsanlık duygusu, düşüncesi, inancı ve kendinde barındırdığı ruhunda, ve kalbinde taşıdığı bütün değerleriyle bağnaz ve alçak barbarlara yenik düşmüştür. İnsanlık kaybetmiştir…
Düşmenin, şaşmanın, suç işlemenin, günaha girmenin dahi ölçüleri vardır, bir sınırı vardır. Mesela hırsızlık bir suçtur fakat aç ile tok iki insanın yaptığı hırsızlık aynı ölçüde değerlendirilemez. Cinayet ve katillikte yine öyle, fakat nevsini, malını ve namusunu müdafa için vurup öldüren; haksız yere zulüm ile vurup öldüren iki insanının işlediği cinayet aynı ölçülerde değerlendirilemez. Zina çirkin bir suç ve günahtır fakat zinanın bile çeşitleri vardır, nikahının düşmediği biri ile yapılan zina diğer zinalar ile aynı ölçüde değerlendirilemez ve afedilemez.
Dedim ya suç işlemenin bile bir sınırı vardır. Bir kazayla işlenen suç vardır, birde kasıtlı işlenen suçlar vardır.
Bu 6 yaşındaki çocuğa evliliği reva gören, ruhunu şeytana satmış sınır tanımaz barbar iblislerin suçu insanlık suçudur ve buna seyirci kalıp sesini yükseltmeyen insan da en az onlar kadar suçludur.
Dini bir malzeme olarak kullanan ve insanların dini duygularıyla oynayıp, aldatıp, din üzerinden rant devşiren ne kadar tarikat ve cemaat varsa acil bir biçimde lağvedilmeli ve sonrasında dini öğrenip yaşamak isteyenlere adres olarak sadece camiler ve öğretici, yol gösterici rehber olarak ta sadece Kuran gösterilmeli. Artık bu orta çağın gerici bağnaz geleneğini tarikatları ortadan kaldırıp; çağımıza, insanlığımızı inancımıza yakışır bir biçimde dini sade ve sadece Kur’anla yaşamanın vaktidir…