Karanlıklar içinde yaşadınız
Çiçekler içinde yatınız.
İnsan bazen hüzünleri silmek istiyor.
Maden ocağı yoksulluğun en hüzünlü yatağıdır.
Bir elimde sabah sesli ölümü yokluyorum.
Burada kelimeler, taşlar ve yüzü solmuş kadınlar var.
Hüzne, yüzümü yıkar gibi alıştım.
Karanlıklar içinde yaşadınız.
Çiçekler içinde yatınız.
Ölüme meydan okuyan bir sesin anıları
“Tozun gittiği yere doğru yürüdük.
Üç kişi çıktık arkamızdakiler öldü”
Bu bana çok şey hatırlattı.
Canlarını kurtaranlar, can verenlerin bakışını hiçbir zaman unutmayacak.
O bakış içime işledi.
Maden ocağının hüzünleri
her eve ayrı düşüyordu.
İsimler başka, hüzünler aynıydı.
Yaslar memlekete bölünüyordu.
Maden ocağı, yoksulluğun umudu dürttüğu yer.
Ekmeğin karanlığı ezdiği yer.
Konuşmanın ölenleri geri getiremeyeceği yer
Her gün ölüme sarılmayı bekleyen yer.
Ve sevenleri kara bir tren gibi ayıran yer.
Emeğin direndiği yer.
Ölenleri karanlıklardan çıkar.
Sana aydınlık yüzleri göstereceğim.
Bu gece beni parçalayan bir ışığın altında kala kaldım.
Maden ki ülkemin yarasıdır.
Acının rengidir.
Kalbimde sönmeyen bir yastır.
Ve memleketimin unutulmayacak günüdür.
Karanlıklar içinde yaşadınız
Çiçekler içinde yatınız.
Sanırım yaşadığımız bu maden faciası sonrası gördüğüm en güzel eser 🎗️ yüreğine sağlık sevgili Songül 🙏
Yüreğinize sağlık çok teşekkür ederim.