KASIM

Kasım yaklaşıyor,
Çoktan yola çıktı zemheri.
Nedensiz bir ses kaybettiriyor yönümü
Bir ormana dalıyorum.
Soğuk bir esinti işliyor yüzümün derinliğine
Ayrılık çağırıyor mevsimler
Nedeni bilinmeyen
Mevsimler..
Sarmak gerek ağaçları
Isıtmak gerek..
Bozuyor hava iyice,
Gardı düşüyor güneşin
Koşmak gerek güneşe..
Soluğu mu kesen bir endişe
Sabah üstüme saldırıyor
Dört bir koldan istila ediliyor odam
Fırlıyorum yataktan
Bir telgraf çekmek istiyorum
Sevda papağanlarına
Belki bu güz konuşurlar benimle
Yoksa sıyrılamayacak kalbim topraktan
Döşümde hep manalı bir uçurum
Oysa kireç badanalı evlerin rengi sinmiş üzerime kaygısız.
Birde sevdiğim var başka dünyalara kulak kesmiş
Kanatlanıp uçmaya nazır, bir sevdiğim.
Sihirli putlara tapan neslin
Betondan zırhı vardır
Avludaki duran kemanın cızırtısı
Hürriyeti koyuyor masadaki saksıya
Bilinmeyen bir denklemin
Şiiri işliyor gardrobuma
Koşuşturan nal sesleri,
Çalan bir çan sesi
Kasım geldi sanırım..
Sonbaharın marşı karaya vurdu
Dökük bir sevinç belirliyor mukadderatı
Bir öksürük ile başlayan son
Hantal yürekleri çağırıyor
Çiğ üfüren süvariler yeşilin karanlığında kayboluyor .
Dünya tahammülsüzleşiyor
Bu bilinmezlik çatlatıyor göğsümdeki mahşeri.
Kasım geldi sanırım..
Sevdiğim bir mendile işliyor göz yaşlarını
Çanlar kuşatıyor zamanı
Zaman satın alıyor sesleri
Kefenim güz kokulu bir mendil
Birde sevdiğim vardı, duymadı hiç beni.