İbretlik bir sona doğrumu gidiyoruz, Yoksa kıyamet mi yaklaşıyor. Bu kadarı da olmaz dedirten bütün bu yaşananlar bir kabus mu, rüyada mıyız yoksa? Uyanıp gözümüzü güneşli güzel bir günün sabahına mı açacağız, yoksa karanlık beyinlerin karartığı dünyada cehenemi mi yaşayacağız? Bilemiyorum…
Siyasetin kan damlayan ağzı, medyanın, iblislerden geçilmeyen açık oturumları, mafya liderinin açıklamaları, güneşli güzel bir sabaha uyanmamıza olan inancımızı yitirmemize sebep olamaz.
Ahlaksız bir toplum yaratmanın en etkin yöntemi ekonomiği çökertip onları muhtaç duruma getirdikten sonra iblislerle dolu bir medya ile algı yaratmaktır. Medyanın amacı gençleri eğitimden uzaklaştırmak, soğutmak… Örneğin; ortaokul, ilkokul, lise öğrencilerini konu alan dizilere, filmlere bakın, eğitim dışında her türlü ahlaksızlığı bulursunuz. Eğitim sistemindeki çöküş hiçbir şeye benzemez, eğitim sisteminin çökmesi geleceğimizin çökmesi, yok olması demektir. Yine medyanın, dizilerin, filmlerin aile ve evlilik kavramını nasıl yok etmeye çalıştığını her kumandanın tuşuna basıp televizyonu açtığımızda görebiliyoruz…
Çıplaklığı cesaret, aldatmayı aşk olarak empoze etmeye çalıştıkları topluma bakacak olursak, ahlaksızlığın dalga dalga yayıldığını ve toplumu sarıp esir aldığını en bariz örneğiyle insanların sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan da görebiliyoruz.
Toplumu uyutup siyasi gündemden gerçeklerden uzaklaştırmaya çalışırken, toplumu değerlerinden, inancından uzaklaştırıp evrensel ahlak kavramından koparıp ahlaksızlığa mahkum ediyorsunuz!
Şeytanın bile bir hududu vardır, kulhüvallahü süresini okuyana yaklaşılmıyor! insanında bir hududu olmalı…