En uzun gece 21 Aralık olarak bilinirdi…
17 ağustos 1999’dan sonra en uzun gece, bu gece oldu.
Hayatıma yer edinen en uzun 45 saniye, hafızama kazınan geceydi.

O zaman İstanbul ile tanışalı bir yıl olmuştu. Rahmetli annemin sözleri hâlâ kulaklarımda yankılanır. “Beyhan’a bu depremde bir şey olmadı ise bir daha olmaz,” demişti. Böyle demesinin sebebi uykumun ağır olmasındandı.
O zamanlar İstanbul Ataköy 5. kısımda çalışıyordum. Yer yerinden oynuyor sandım. Korku ile uykudan kalkıp ilk işim pencereden bakmak oldu. Karşımdaki Ataköy Hastanesi beşik gibi sallanıyordu adeta. “Ataköy büyük sınavdan geçti,” demişti haberlerde. Büyük sınavdan geçenlerden bir tanesi de bendim.
Ölüm ile yaşam arasından sıyrıldım ve bugünlere geldim.
O gün yalnızca dua ettim.
“Allah’ım annemden ve kardeşlerimden beni ayırma,” demiştim her duamda.
Yanımda bir de yardımcı olduğum rahmetli Necibe teyze vardı. O hâlde onun üzerini giydirip 8 katı nasıl indik hiçbir fikrim yok tek bildiğim dua etmekti. Bir daha Samsun’a gider miyim, oraları tekrar görür müyüm düşüncesi vardı içimde.
“Ya bir daha Samsun ‘a gidemez isem, ya bir daha yürüyemez isem, ya bir daha konuşamaz isem, ya bir daha babamın toprağına el sürümez isem.” İçimdeki korkularla sabah zor olmuştu. Telefonlar da kilitlenmişti. Cep telefonum da yoktu annemleri arayamamıştım.
Ev telefonundan da aramayı akıl edemedim çıkmadan. Zaten arasam da düşmezdi ki telefonlar anında kilitlenmişti.
İşin garip yanı neydi biliyor musunuz?
Aynı apartmanda karşı komşumla deprem günü tanışmıştım.
Komşuluğun önemini o gece anladım, komşuluk ölmüş dedim içimden.
Nasıl olur dedim kendi kendime. Aynı apartmanda hatta aynı katta birbirimizden haberimiz yokmuş, ne acı değil mi?
Korku ile sokağa atmıştık kendimizi. Parkta otururken bir teyze ve torunu vardı. Hoş sohbeti de vardı doğrusu, böylesine değerli bir insanı nasıl tanımamışım diye üzülmüştüm.
Sohbet ederken “Nerede oturuyorsunuz teyze?” diye sormuştum. “5. kısım B blokda 8.kattayız,” demişti. Ben de “Biz de ordayız,” diyince “Sizi ilk defa görüyorum,” demesi yüreğimin orta yerine alev topu vurulmuş gibi yanmıştı.
Zamanla düşündüm biz korkularınızı yenerken komşuluğun ne kadar önemli bir değer olduğunu o gece anladım ve sabaha kadar düşündüm durdum.
Ertesi günü rahmetli annemin sesini duyunca kendime geldim. Ardından abimin aramasıyla irkildim. “Çık dışarı artçı depremler devam ediyor,” demişti. Neydi artçı? “Ne işin var evde?” demesiyle tekrar sokağa atmıştık kendimizi. O günden sonra parkta tanıştığım teyze ile selamlaştık ne kadar mutlu olmuştum. Samsun’da olduğu gibi komşuluk geri geldi diye mutlu olmuştum ve kısa süre sonra herkes dairesine geçince yine herkes kendi dünyasında yaşamaya devam etti.
Peki depremin önlemi alındı m? Hayır! Yalnız hafızamızda kalan şu cümle zaman zaman beynimizde yankılandı.
“Sesimi duyan var mı?”
Peki sesleri duyan oldu mu?

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

Bir Yanıt

Bir yanıt yazın