Huzurlu bir  eylül akşamında,  fırtınaya meydan okurcasına, saçları rüzgâr ile yarışuyordu âdeta genç kadının...

Ilık meltem havasını andıran buğulu bir rüzgâr esiyordu. “Akşam sefası çiçekleri” gibi hoş koku yayılmıştı şehrine…

Elinde  kalan  umutlarını yüklemişti  heybesine.

İnce adımlarla kaldığı yerden devam etmeliydi. Yolun sonu acı olsa dâhi, umutlarının ve sevginin izinden gitmeliydi.

  Gün  bitmek üzereyken geri adım atmamak adına, yol boyunca ilerlerken, yıllara  meydan okuyan ceviz ağacına ilişmişti  gözleri.

Soluklanmak için ceviz ağacına götürdü ayakları onu. Hem dinlenirim hem de ileriye dönük hayallerime doğru yol alırım düşüncesiyle yaslandı yılların yıldıramadığı ceviz ağacına. Bir adım daha yaklaşmıştı umutlarına.
Mutluluğa merhaba der gibiydi.

 Acılarını  savururcasına  gökyüzü  ile  göz göze  gelmişti.
Aşk bana  uzak, düşüncesiyle  mavi  bulutlar  gökyüzüne nasıl sarıldıysa  genç  kadın da  umutlarına öyle sarılmıştı.

Matem havası sarmıştı bedenini…

Kara bulutlar üstüne gelecek gibiydi. Ürkek bi o kadar da üretkendi.
Yıllar elinden sevdiğini almış olmasına rağmen, bir umut vardı yüreğinin bir köşesinde.
Bir gün sessizce giden o adam yine bir gün sessizce gelecekti. Buna tüm kalbi ile inanıyordu…
Bulutlar kendini göstermeye başlamıştı. Ardından fırtına ile birlikte yağmur merhaba diyecekti güzel bakışlı kadına…

Yerinden kalktı ve hızlıca koşmaya başladı.
Oysa ki ceviz ağacının gölgesinde huzuru yakalamıştı.
Koşar adımlar ile evinin yolunu tuttu.
Yağmurun şakası yoktu. Şimşek çakması ile birlikte bardakdan dökülürcesine şakır şakır yağmaya başlamıştı. Sanki bir bir umutları da yağıyordu.
Derin duygulara kapıldı. ‘Ben neredeyim ve nereye gitmeliyim?’ düşüncesiyle hızlıca koşmaya başladı.

Etrafındaki insanlar şaşkınlıkla genç kadına bakıyorlardı. Kadın ise durmaksızınkoşmaya devam ediyordu. Evden çıktığında havanın güzel olmasına aldanmış ve şemsiyesini yanına almayı unutmuştu...

"Hay aksi!" diyerek hızlı adımlarla ilerlerken  elleri  birbirine  kelepçelenmiş iki genci gördü. Şaşkın bakışlarıyla  göz  hapsine  aldı onları istemsizce ne de sevgi doluydular.
 Aşk  buydu!.. Birbirinin  gözbebeklerinde mutluluğu  yakalamak,  sonu  acı  olsa  dâhi aşkı yaşamalıydı insan...

Yağmur sularıyla sırılsıklam olmuş, sudan çıkmış ördek yavrusu misali çırpınıyordu. Bedenine dokunan yağmur suları sanki acılarını yıkarcasına tüm bedenini sarmıştı.

‘Bugün de böyle geçti,’ diye geçirdi içinden.
‘Belli ki bugün de aldandım, bugün de gelmeyecek, uğruna ölümü göze aldığım adam’ diye iç sesiyle konuştu genç kadın.

Yoluna kaldığı yerden devam etti.
Evine geldiğinde büyük tehlike atlatmış gibi yorgun düşen bedenini kanepeye atması ile birlikte uykuya teslim olmuştu…
Sabah uyandığında bedeni uyuşmuş ve üzerindeki kıyafetler kurumuştu.
Bütün vücudu taş kesilmişti adeta saçları darmadağındı.
Ve aniden bi düşünce belirdi aklında.
“Bir rüzgârdı, esti ve geçti. Hayat kaldığı yerden devam ediyor,” deyip elini yüzünü yıkadıktan sonra üzerini değişip kahvaltısını yapmak için mutfağa attı kendini
Kahvaltısını yaptıktan sonra dişlerini fırçalayıp
hızlı adımlarla sokağa attı kendisini…
Otobüs durağına doğru ilerledi, sanki günahlarından arınmış gibiydi.
Otobüsün gelmesiyle birlikte işinin yolunu tuttu.

Hayat tüm hızıyla devam ediyordu.
“Giden gitmiştir. Ben yoluma,, yeni umutlara yelken açmak adına, aşka ve sevdaya bir sünger çektim ve hayatıma kaldığım yerden devam etmeliyim,” dedi kendi kendine.

“Kim bilir bugün hangi sürpriz beni bekler?” diye düşünüp bilinmez çıkmazlara doğru ilerliyordu.
Küçük bir kız çocuğu gibi ürkekti bedeni ve neden ben demeye kalmadan iş yerinde buldu kendini…

Sevgisiyle çarpan kalbi yeniden, sıfırdan, o hiç hayatına girmemiş gibi işinin başına geçer genç kadın…
Mesai arkadaşlarının şaşkın bakışları eşliğinde işine kaptırır kendini ve dosyalar arasında boğuşur…

Hırçın bir o kadar da
Ürkek bakışlı kadın…
Kim bilir aşk belki onu bekler.
Belki ceviz ağacının gölgesinde belki de yüreğinin derinliklerinde,
Deniz gibi dalgaya kapılır.
Gökyüzünün maviliğinde uçuşan martılar gibi bir gün, bir yerde beni bulur düşüncesiyle farkına varmadan akşam olmuştur.

Ve mesai biter herkes evinin yolunu tutarken o rıhtımda bulur huzuru.

Yeni aşka yelken açmak adına kaptanın demir atması misali yalnızlığının sesini dinler akşamın seherinde…

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

Bir yanıt yazın