Yüreğim;. Sen uçsuz bucaksız bir güzelliğin Yurdu’sun. Onun yüreğinin ise gözleri kör kulağı sağır
Nasıl görsün, nasıl duysun
Yüreğim; Sen bir köy tandırın’ da duman tütersin. Annemin ellerin’den çıkmış taze ekmek kokusuna benzersin. Tenin esmer bakışların Kürt, Yılmaz’a, Ahmet’e benzerdi. Anarşist derler sana.
Halbuki, sen halkın ta kendisisin.
Yüreğim; öyle kolay değil seni sevmek. Sen gözlerin’ den mavi yaşlar denize dökersin. Onlar denizi mavi zannederler, Halbu’ ki en güzel mavi gözlerimde benim. Onlar yinede denize benzetirler.
Yüreğim;. Sen olanca gücünle aşka koşarken,
Bir fidan dikmeyenlerin ağaçları kesiyor. Olmalarına bakarmısın, Sen doğasın, doğalsın. Doğallığın delilik olduğu bu çağda kim seni nasıl anlasın.
Yüreğim;. Sen şehrin bir ucundan, bir ucuna uzayıp giden sokaksın.
Evsiz kalmış insanlar yatar köşelerin’ de okul harçlığı için çalıp, söyleyen öğrencilerin türküleri yankılanır duvar diplerin’ de. Sen bir sokaksın yüreğim. Her gün bir kadın çığlığının kurşun sesiyle yükseldiği yerde.
Yüreğim; işte sen böyle derinden seviyorsun, Halbu’ki bu çağın insanlarına göre.
Bir çeşit deliliktir hayatı böyle sevmek. Nefsin zevkleri ve dünya menfaatidir onlar için tek nimet.
Bu yüzden sevdiğinin duygularını anlamasını bekleme.
Yüreğim; sen sevginin ana vatanısın. Bırak sevgi arayanlar gelip sana sığınsın…