Heyecan  ile  yatağından  fırladı ve pencereye  koştu. Gökyüzünde uçuşan  kuşlar  eşliğinde,  yeni güne “Merhaba” dedi.

Kahvaltı  hazırlamak  için  mutfağa  geçip çaydanlığın altını  yaktı. Dolaptan; zeytin, peynir, tereyağı, domates ve bal çıkarıp masanın  üzerine  koydu.

Çaydanlıktaki su ocak  üzerinde  fokur fokur kaynayıp dans ediyordu adeta.

Kahvaltısını  yapıp masayı  topladı ve odasına  geçti.  Üzerine  havaya uyumlu bir kıyafet giyindi. Hava biraz bulutlu  idi  oysaki. Fotoğraf makinesi  ile doğayı resimleyecekti.

Bulutlar da yardımcı  olur düşüncesi  ile  hızlıca  üzerini  giyindi  ve sokağa  fırladı.

Telaşla  çıkınca  çantasını  unuttuğunu  fark ettti.

Hızlıca  geri  dönüp çantasını  aldı ve taksi  durağının  yolunu tuttu.

Taksi  şöförüne sahile doğru  ilerlemesini   söyledi  ve devam  ederken  taksi  şöförü  ile biraz  sohbet  ederken  ineceği  yeri  kaçırdığını  fark etti. “Ziyanı  yok, biraz yürüyüş  yaparım  bu bahaneyle” deyip şoföre  ilk ķöşe başında durmasını  söyledi.

Taksiden  indi  ve yavaş  yavaş  yürürken  denizdeki  martılara  ilişti gözleri. Bu anı resimlemem  gerek  diye düşünüp fotoğraf  makinesi  ile   martıların tek tek  resimlerini çekip bu anı kaçırmak istemiyordu.

Biraz  durgundu sanki. Yalınızlik canına  tak etmişti.

Sahil yolundaki simitçiyi gördü ve iki simit, bir  de üçgen  peynir  alıp  deniz kenarındaki  banka  oturdu. Kendini ve yalnızlığını  dinledi.

Birden  iki sevgilinin yanindan geçtiklerini fark  etti. Gözleri  bir anda doluverdi. Gözlerine  bakmaya  kıyamadığı  sevgilisini düşündü. Birden irkildi ve  tekrar yürümenin iyi geleceğini  düşündü. Elinde  kalan simitleri  martılara  ikram etti  ve yürümeye devam  etti.  Akşam  olduğunun farkına  dahi  varmadı. Gökyüzüne  baktı, bulutları seyretti. Ne de güzel  dans ediyordu  gökyüzünde. Âdeta aşıklar geçidi  gibiydi.

Birden  vaktin  geç  olduğunun  farkına vardı ve evinin yolunu tuttu. Evine  gitmeden evinin  arka sokağındaki eskiciye uğradı. Bir bakır çanak alıp ücretini  ödedi ve evine dogru ilerledi.

Sevgiyle  yeni  ufuklara  yelken açmak adına,  aşka ve sevdaya  bir bir çizik  attı.

Kimden söz  ediyorum  sizce?
Sadece   geçmişe  sünger  çeken  yaralı  bir ceylandı. O; gözleri  ve kalbi  aşka susamış,  bi çare  arayan,  yalnız kadınin hikayesiydi. Sadece  yüreğime  dokunan öyküme,  konuk ettim .

Sevgiyle…

Şiire Sevdalı Şaire

BEYHAN UYGUR

 

Bu İçeriğe Emojiyle Tepki Ver
Çok Kızdım
Çok Kızdım
0
Tebrikler
Tebrikler
0
Aşık Oldum
Aşık Oldum
0
Aşırı Duygusal
Aşırı Duygusal
0
Wuuuu
Wuuuu
0
Çok Komik
Çok Komik
0

4 Responses

Bir yanıt yazın