MARİLYN MONROE BOYNUMA SARILIYOR
Tek kurşun hayatımın değişmesine yetmişti. Adamın o an öleceğini hesap edememiştim. Ya katil olacaktım ya da ölen adamın yerine geçecektim. Hayat bana iki seçenek sunmuştu. Bunlar yetmezmiş gibi bir de yerine geçtiğim adamın da boşanmakta olduğunu öğreniyorum. Daha evlenmeden boşanıyorum. Yerde uzanan adamın kurşun yerine kalp krizinden öldüğünü eve gelen polislerden öğreniyorum. Katil olmaktan kurtuluyordum. “Başın sağ olsun kardaş.” Diyordu amirim.
O sırada içeriye giren sarışın Marilyn Monroe boynuma sarılıyor. Jeton düşüyor ve ölen adamın karısı olduğunu anlıyorum. Hiç bozuntuya vermeden ” Kocacığım kapıcı neden öldü? ” Diyordu bana. Hiç bir şey anlamayacak sadece bakıyorum. Polis hem karımın hem de benim parmak izlerimizi alıyor.
Yerdeki tek kurşunu cebime koyuyorum. Nasıl bir statü atladıysam dünyanın en masum insanına dönüşüyorum. Peki ben kim miyim? Ben bir tetikçiyim. Parasını veren her insan için öldürebilirim. Bu defa ecel adamı benden önce alıyor. Oysa azrail ile anlaşmam vardı. Neyse, adam bir şekilde ölüyor ve kadın zengin oluyor ama sorun ben öldüremedim. Benim parama ne olacaktı. Yerde yatan adamın kulağına ” Beni affet dostum.” Diyorum. Adam sanki beni duyar gibi oluyor.
Polisleri karımla beraber evden uğurluyoruz. Kadın Oscar’lık oynuyor. Tüm planı bilmesem kadına acıyabilirdim. Zavallı karıcığım…
Cebime zorla yerleştirdiği çek beni kendime getiriyor. ” Keşke sonu böyle olmasaydı.” Diyor. Bu kadar güzel bir kadın beni öldürmek isteseydi hayır demezdim, diye düşünüyorum. Hayat devam ediyordu. Polisler bu garip ölümün peşine düşeceklerinden adım gibi eminim.
Cebimdeki çeki bozdurmak için bankaya gidiyorum. Vezne memuru çekin sahte olduğunu söylüyor. Sesli bir şekilde ” Orospu!” Diyorum. Ağızıma hiç yakışmadığını fark ettiğimde güvenlikler yanımda beliriyor. ” Nasıl gidiyor sahte koca!”
Oldum olası başım beladan eksik olmazdı. Tetikçi yerine dolandırıcı damgası yiyorum. Yaka paça karakola götürülüyorum. Amirim beni bekliyor gibi gülümsüyor. ” Kadını tanıyor musun? Diyor. Marilyn Monroe’yu kim tanımaz, diyorum. Polisler kahkaha atıyor. Konuyu en başından ötüyorum. Kadına resmen yürüyorum… ” Sende haklısın.” Diyor. Amirim cinayet olduğunu söylüyor. Zengin koca, suçsuz kadın hikayesi. Bir de ben salak adam. Tabi ben bütün planı biliyordum ama baş rolde ben olduğum için konuşamıyordum.
Ben odadan çıkarken Marilyn Monroe içeriye giriyor. Bur tek beyaz kıyafeti eksik. ” Kocacığım sakın geç kalma, yeni geceliğimi görmelisin!” Diyor. Yanaklarım mı kızarıyor yoksa ben mi! Yine ona acıyorum. Kim bilir neler çekti de kocasını öldürdü.
Bunca karmaşanın içinde adamın kendi eceli ile öldüğü ortaya çıkıyor. Kalp krizi. Kadın serbest mi kalacaktı! Hem dul hem milyoner. Ben her türlü aklanmış oluyorum. Bu durumda her iki tarafta karlı. Adının Niyazi olduğunu öğrendiğim adam da bok yoluna gidiyor.
Bir anlığına da olsa Marilyn Monroe ile takılmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyorum. Kim bilir belki bir gün…